16 Şubat 2024 Cuma

şipşak - tavuklarda bit

Hızlısından şipşak yazısı gelsin!

Bitin kendisi aynı olmasa da hikayesi tavuklarda da bitkilerde de aynı. Ezberden iş yapıldığını gösterir, güçten düşürür ve diğer hastalıkların önünü açar. Bitkilerde yaprak biti görmeniz gayet normal, doğanın bir parçası. Ancak sayıları çok ise ya azot ağırlıklı gübreleme yapıyorsunuz demektir (bunun aksi karbon ağırlıklı gübreleme) ya da doğal denge bozulmuş, doğa biti bastırmaya yetişemiyor demektir. Biti kontrol altında tutmak isteyeceksinizdir, aksi takdirde hastalıkların hem yayılmasını hem de bitkiye girmesini kolaylaştırır. Ayrıca bitkinin enerjisinden alır, gelişimi yavaşlatır ve mahsulün kalitesini de miktarını da azaltır.

Tavuklarda aynı durum var. Yumurta sayısı azalıyorsa aklınıza ilk bit gelsin. Güçten düşen hayvanların diğer hastalıklara yakalanması da kolaylaşıyor. Doğal tavuk yetiştirecekseniz ilk savunma hattınız bit ile mücadele olacak. Yoksa… Yoksa sonrası karman çorman.

O yüzden aşağıdakileri takip ediyoruz:

1.      Tavukların ihtiyaçlarını karşıladığınızdan ve kaliteli beslendiklerinden emin olun. Kümesi temiz tutun, tabanı düzenli değiştirin ya da kalın altlık yöntemini uygulayın.

Hijyen, hijyen…

2.      Tavukların kendilerini ‘yıkayabilecekleri’ toz banyosu mutlaka olmalı. Büyükçe bir kap içine (ideali alçı teknesi) bir çuval kum koyun, biraz da diyatom, biraz da odun külü. Varsa ham biyokömür de ekleyebilirsiniz, ancak şart değil. Toz banyosu tavukların 7/24 ulaşabileceği ve kesinlikle yağmur almayan bir yerde olmalı. İçine koyacağınız kumun ince ya da kalın olması önemli değil (iri kum olursa tavuklar yer, zararı yok. Taş değil ama), ancak mutlaka kuru olmalı. Kumu en kötü ayda bir kontrol edin, içinde dışkı birikmemeli. Düzenli diyatom ekleyin.

3.      Kurak dönemlerden sonra gelen yağışlarla bit nüfusu patlar. Bu dönem daha da tedbirli olmanız gerekir. Yumurta sayısında azalma kontrolsüz bir durumun eli kulağında olduğu anlamına gelir. Tavukları tek tek diyatomlayın (kanat altlarına ve sırtlarına diyatom atın).

Doğal tedbirler bu kadar. Ancak burada durmuyoruz çünkü şayet bit nüfusu kontrolden çıkarsa hem hastalılar gelebilir hem de ileride tavuklarınızı kaybedebilirsiniz.

4.      Şayet tavuklarda bit çoksa, yani kolunuza atlıyorsa (görmek şart değil, üzerinizde bir şeyler dolaşıyor gibi hissedeceksiniz), doğal ilaçlarla zaman kaybetmeyin. Kontrolden çıkmış bir durumu geri kazanmak doğal ilaçlarla çok zor, çünkü doğal ilaçlar önleyicidir. Herkesin, her veterinerin önerisi farklı oluyor. Bana can hiper diye tavsiye edilmişti vaktinde. Onu kullanabilirsiniz. Bir seferlik ya da çok sık olmamak kaydınla kullanmanızın sakıncası olacağını sanmıyorum ancak bu tür ürünlerin insanlarda böbrek yetmezliğine neden olabileceğini unutmayın. O yüzden gelsin beşinci madde.

5.      Toz banyosunu tekrar hazırlayın. Diyatom miktarını arttırın. Kümesi temizleyin, komposta erişimleri varsa kompostu çevirin, ısınsın. Tahta alanları pürmüzün ateşiyle geçin, tahtada biriken bitleri kavurun. Kireçleyin. Kümesi iyice diyatomlayın. Bir dahaki yağış dönemine dikkat edin.

Bu kadar.

Hamiş: Köpek ve kedilere kullanılan dış parazit ilaçlarını KESİNLİKLE kullanmayın. Bu ilaçlar hem tavuklara zarar verir hem de yumurtasını yerseniz size. Hatta bu ilaçlar böcek yiyen kirpi gibi canlıları direkt öldürüyor. Aman dikkat.

Hamiş 2: Sarımsak, arap sabun ve benzeri şeylerle hazırlanan ilaçların hiçbir faydasın görmedim.

Hamiş 3: Tavuklarınız bitten dolayı güçten düştüyse, protein ve klorofile yüklenebilirsiniz. Haşlanmış yumurta ve lahanagiller mesela. Kan yapar.

 

Önemli Not: Burada kimyasal ürün markası yazınca tepki geldi. Açıklayayım. Öncelikle bu ve benzeri ürünlerin insanlarda böbrek yetmezliğine neden olabileceğini yukarıda yazılı. Olabileceeği derken, okuduğum raporlarda öyle yazıyordu, doktor değilim (bizimkiler Avrupa'ya yumurta ihraç etmiş, bu nedenden iade olmuş, o yazılar). İkinci nokta doğal ürünlerle kontrolden çıkmış bir problemi tekrar kontrol altına alamayacağınız iddiası, fikrim. Şayet kümesin %5'i hasta ya da ölüyse iş kontrolden çıkmış demektir. Sayısız doğal ürün denedim, tavuk sayısı 5-10 kadarsa belki, 10'dan fazlaysa durumu toparlamanız çok ama çok zor. Hem de kaç kere yaşadım bu sıkıntıyı, en sonunda tepem atıp kendi tavuk çeşidimi geliştirmeye karar verdim ya! Sonuncu ve bence en önemlisi: Doğal yetiştiriciliği öğrenmesi de uygulaması da zaman alıyor. Usta kelimesi aşırı kaçar da kesinlikle acemeliği var. Biz bir şeyler öğreneceğiz diye hayvanların ölmeli ya da acı mı çekmeli?  Bu sefer olmadı, başaramadım deyip başa dönmek, yani duruma müdahale etmek gerekiyor. Bence bu ahlaki bir zorunluluk. En kötü bir daha denersiniz. Youtube'da Justin Rhodes diye bir eleman var, aşısız ve ilaçsız koyun yetiştireceğim diye 5 koyunu acı çektire çektire öldürdü. Daha doğrusu dördünü öldürdü, beşincisini ölecek diye kesti. Yaptığı kesinlikle yanlış. Tecrübe kazanmak için ya başkasının yanında öğrenmek gerekiyor ya da hatanızı kabul edip başa dönmek. "Bu sefer başaramadım", "acaba nerede hata yaptım", "şunu değiştirsem ne olur" demek gerekiyor. Bu arada hayvanlara acı çektirmekte değil. Bence yani. (İlaç markasıyla ilgili olarak, daha az zararlı ürünler de var. Suya katılan, yeme katılan, yumurtaya geçme süresi 2 gün ya da daha kısa olan.. Bulabilirseniz.. Araştırın.)