Sayısız yöntemden odun yatağını seçtiniz ve kazmayı elinize aldınız. Eee neler gömeceksiniz?
Permakültürle ilgilenmeye başladığım ilk günlerde bu soru sorulmazdı. Sepp ne yaptıysa birebir aynısı yapmaya çalışırdık. Elbette onun dediği gibi olmadı, her yerde çalışmadı. İklim farklı, malzemeler farklı, şekiller farklı. Farklı farklı yataklar yapıldı, farklı farklı sonuçlar alındı. Permies'deki hügelkültür başlığında 13750 başlık var. Özetledim bir kısmını buraya.
Niyet önemli odun yatağı yaparken. Orijinalinde odun yatağının birincil amacı sebze yetiştirmek değil, toprak yaratmak. Drenaj problemini çözmek için olur, toprak su tutması için olur, toprak verimini artırmak için olur. Siz sebze yetiştireceğim deseniz de esas amaç hep budur. Özellikle sebze yetiştirmek için bu yatakları yapan yok mu o 13750 başlık içinde? Var hem de tonla. Hatta neredeyse hepsi. Onlar işin pratiğini bulmuşlar elbette, yoksa niye yazsınlar.
Şimdi odun yatağı malzemelerini sınıflandıralım da taşlar yerine otursun. Kompost yapan herkes iyi bilir: yeşiller, kahverengiler.. Onun gibi. Toprak var, odun ve dallar var ve diğerleri var. 3 kısım. Diğerleri dediğimde -komposttaki gibi- daha çok azotça zengin malzemeler kastettildiği için onlara yeşil malzemeler dedim. Komposttaki yeşilin aynısı değil.
Nedir bu yeşil malzemeler? Şöyle:
- Mutfak atıkları,
- Pazar, manav vs atıkları,
- kahve telvesi, çay posası, arpa posası, küspeler vs,
- Ahır, ağıl, kümes'in altına serilen her şey,
- Gübre, at, eşek, lama, koyun, sığır, manda, kanatlılar, köpek vs,
- Et, kemik, hayvan atıkları (ölü hayvan vs),
- Deniz yosunu (yıkanmış) gibi.
bahçeden yabani otlar, sarmaşıklar |
Kompost kurallarına burada da önemli. Nasıl kompostta büyük parçaları (ölü tavuk gibi) kompostun derinlerine koyuyorsak, odun yatağında da bunların yüzeye yakın olmamasına dikkat ediyoruz. Kompostta ideal yeşil malzeme oranı var, üstüne çıkarsanız kompost kokuyor altına düşerseniz kompost pişmiyor. Odun yataklarında bol miktarda odun ve toprak olduğu için bu kokma durumu olmuyor, ama yataklar içindeki yeşil miktarına bağlı olarak verimi farklı olacaktır. Tıpkı topraktaki gibi. Hadi onları da üçe ayıralım:
- Zengin odun yatağı: Diyelim ki ahırı temizlediniz ya da Starbucks'da sağlam kahve telvesi vurgunu yaptınız ya da ilk amacınız bol bol ürün almak. O zaman zengin odun yatağı yapmalı. Bu yatakları yapıyorken odunları arasına kahve telvesi ya da gübre serpiştirmeyi unutmayın. Hatta doldurun. Boşluk kalmasın. Yatağın son katmanlarını da bol gübreli yapın. Yatakları her yıl 5-10 cm kompost, yeşili bol malç (kuru saman değil, çimen gibi) ya da deniz yosunuyla örtün. Bu yataklar standart odun yataklarından daha çok sebze yatağı-compost yığını gibi davranacak, öyle verim verecek. Bir bakıma lazanya yatağı gibi. Ancak içindeki odunlar bereketin kaçmasını büyük çapta engellerken, onların da çürümesi hızlanacak. Azotça bol malzemeler karbonca zengin malzemelerle gömülü olduğu için, yataklar daha hızlı olgunlaşacak. 6-7 ay içinde tam olarak olgunlaşması gayet mümkün.
ilk katmanda aralar kahve telvesiyle dolduruluyor |
son katmanda kahve telvesi ve tarihi çok geçmiş köpek maması |
- Standart yatak -Normali: Elinizde doğru oranlarda malzeme var. Her şey tarife uygun yapılıyor. Bu yatakların kendine gelmesi 2-3 yıl alabiliyor. Bu yatağın bir miktar oturması, yazı geçirecek kadar su tutabilmesi ve odunların çürüyerek toprağa dönüşmesi demek. Standart yatakta zengin yataktaki gibi taa en derinden yüzeye kadar yeşil malzeme yığmadığınız için son katmanı zengince yapanız iyi olur. O son katmandaki zenginlik sebzelerin büyümesini sağlar iken, içten içe odunlar da toprağın iyileşmesini sağlayacak. Sebze ekecekseniz illa zengin yatak yapmanıza gerek yok. Standart yataklarda da sebze yetiştiriliyor. Sadece o son katmanı zengin tutmayı unutmayın ve malç ile kaplayın. İlk iki sene sulama yapmanız gerekecektir, en güzeli damla sulama. Adam boyu yüksekliğindeki yatakların ömrü 7-8 yıl.
standart yatakta odun, yeşillik, toprak |
- Fakir - verimsiz yataklar. Diyelim ki budama yaptınız, çalı çırpı vs. Bunları öğütecek zamanınız olmayabilir, makine olmayabilir ya da uğraşmak istemiyorsunuz. Biokömür insanı uğraştırıyor. O dallar yanabilir, hastalıklı olabilir. Yok edilmesi gerekiyor. Bir yandan da toprağınızı iyileştirmek istiyorsunuz. Bu durumlarda fakir odun yatağı yapabilirsiniz. Odun vs.'nin üstünü doğrudan toprakla örtmeniz yeterli. İçinde yeşil malzeme çok olmadığından çürümesi vakit alacak. Alsın, ne dert olacak. Amaç seze yetiştirmek değil; amaç bir çeşit geri dönüşüm. Fakir yatakları üstünkörü yaparsanız, içinde boşluklar, tüneller olacak şekilde, ideal yaban hayat "oteline" dönüşecek. Önce sıçanlar, fareler, tarla fareleri vb yuva yapacak ve 6 ay geçmeden tilki, avcı kuşlar bu yığını keşfedecek. İstanbul'un orta yerinde tilki olduğunu bu şekilde öğrendim ben. Bahçenizde permakültürün gerçek etkisini görmek istiyorsanız mutlaka böyle bir yatak yapın. Bu yatakları malç ile örtmenize gerek yok, ama bana kalırsa örtün. Hayat bulsun.
Toprak konusuna değinmiştim. Yüzey toprağı var koyu renkli, hayat dolu olan. Daha az yaşam olan, muhtemelen sıkışmış daha derindeki toprak. Genel prensip şu üstteki üstte, alttaki altta kalacak.
Odun konusuna gelecek olursak... O konuda çalışmalar devam ediyor :) Yataklarda kesinlikle kullanmayacağınız şeyler boyanmış, empiriye edilmiş, çivili tahtalar, osbler vs. İçlerindeki maddelerin toprağa geçmesini istemezsiniz. Topraktan bitkiye, oradan da size. Gerek yok. Çiviyi de mümkün oldukça bahçenizden uzak tutun. Bir şeyler inşaa etmek istiyorsanız elbette kullanın, ama gömmeyin. İnşaatçıyım ben, o gömülü çivilerin neler yapabildiğini gördüm. Tetanoz aşım var diyip yırtamazsınız.
Şimdi hangi ağacın odunu kullanılır hangisinin kullanılmaz diye çooook uzun muhabbetler döndü internette. Kimisi bu olur diyor, kimisi yok abi onu ben yaptım olmadı diyor. Uzun lafın kısası kötü odun yok. Her odun olur. Yalnız şu iki soruya vereceğiniz cevaplar çok önemli. "Amacınız ne?" ve "ne ekeceksiniz?". Bazı ağaçların odunları lokum, dönüp bakmaya gerek yok, geç gitsin. Diğerlerinin handikapları var. Dikkat etmek gerekiyor. İyi odun/kötü odun diye adlandırılması bundan. Yoksa odun iyi de değil kötü de değil.
Listeyi aşağıya ekledim. Dikkat edilecek genel kuralları şuraya yazayım. Bulunsun.
- Çürümüş, çürümeye yüz tutmuş odunlar, kütükler yüzeye yakın kalacak. Daha yavaş çürüyen, yeni kesilmiş odunlar da yatağın diplerine doğru konulacak. Alelopatik ağaçların odunlarını da yatağın en alt kısımlarına koyabilirsiniz, ama çok yığmayın (Alelopatik bir bitki diğer bitkilerin büyümesini engellemek için kimyasallar salgılıyor. Onun odununu gömerseniz bir süre orada bir şey yetiştiremezsiniz. Mesela ceviz. Yaprağını ya da yeşil kabuğunu sıcak suya koyun, çıkan suyu patikalara dökerseniz bir süre orada ot bitmez.)
- Sık sık budayıp tekrar büyüyen, budayarak şekil verilen, kökten süren bitkiler arsız olduklarından, odunlarını gömerseniz odundan sürebilir. Kavak, çınar, söğüt mesela. Bu odunların öldüğünden/kuruduğundan emin olun.
- Tek bir cins ağacın odununu kullanmak yatağın fazla karakter göstermesine neden oluyor. Şöyle ki, diyelim yatağın tamamında kavak var. Kavak hızla çürür. Yatak da 4-5 senede miladını doldurur. Kavak dışında başka ağaçların da odunları olsaydı, çürüme dengelenecekti. Erik, meşe belki de çam. Olabildiğinde çok çeşitte ağacın odununu kullanın. Tek bir noktaya da aynı ağacın odununu yığmayın. Karışık olsun.
- Diyelim ki Türkiye'de doğada olmayan bir ağacın odunu elinize geçti. Siz burada onun odunundan odunyatağı yaptınız, biri de gitti ağacın anavatanında yaptı. Muhtemelen burada odunu 10 yıl sonra aynı şekilde çıkartırsınız, orada ise 2 yıl içinde çürürmüş olur. Sebebi de şöyle: odunun çürümesi için mikro organizmalara, mantarlara ihtiyaç var. O ağaca uyum sağlamış mantarlar yoksa çürüme yavaş olabiliyor. Mesela Avusturalya'dakiler okaliptus ağacı için çok hızlı çürüyor diyor, Amerika'dakiler çürümüyor diyor. Başka bir örnek palmiye dalları olur herhalde. Bence odun yatağı için idealler, gel gör ki Amerika'nın kuzeyinde ağlayan ağlayana. Gibi gibi.. (burada yazar eşinizin salon bitkilerini gömecekseniz, derine gömün ve bir süre çaktırmayın diyor ;)
- Kötü odunların çoğu çürümeye dayanıklı olduğu için alet yapımında, mobilyalarda vb kullanılıyor.
- Gömeceğiniz ağaçlarda hastalık var mı? Bazı hastalıklar - malta eriğindeki kara leke hastalığı, çeşitli yanık hastalıkları (fire blight gibi)- odunları gömseniz bile yataktan kaçabiliyor, civardaki diğer ağaçlara bulaşabiliyor. Gömerek hastalıkların %95'inden kurtulursunuz rahatlıkla. İşte o %5' dikkat etmek lazım. Okuduğum bir yazıda İtalya'daki bir zeytin bahçesi anlatılıyordu. Dalların yakılması yasaklanınca çareyi dalları gömmekte bulmuşlar. Monokültür (tek tür tarımı ya da tekil tarım) olduğundan hastalık hızla yayılmış. Gömüyorken dikkat ettiler mi, yoksa her seferinde aletleri dezenfekte etmeden (monokültürde buna çok dikkat etmek gerekiyor) budama mı yaptılar hiç bilmiyorum. Tek bildiğim fireblight'tan ölen malta eriğinin kütüğünü gömerseniz civardaki ağaçlara da fire blight geçiyor. Tecrübe. Ya daha derine gömün ya biokömür filan yapın, ya da yakın gitsin.
- Ağacın ne zaman kesildiğinin önemi var mı? Var. Sürmeyeceğinizden emin olduğunuz ağaçları (çam, selvi gibi) hemen gömün. Hazır odun yaş, tekrardan su çekmesini beklemenize hiç gerek yok. Çok beklemiş, çürümeye yüz tutmuş, çürüyen ağaçlar ikinci en iyi seçenek. Çürüyen kütükten başka ne yapabilirsiniz ki zaten. Peki ilk baharda kesilen ağaçlar mı daha çok randıman veriyor yoksa sonrabahar-kışın mı kesilen ağaçlar? Çok bir fark yok. Yalnızca ilkbaharda kesilen ağaçlar yaş olduğu için sürmesi daha kolay. Çınar, kavak, söğüt gibi ağaçları gömecekseniz ilk baharda kesildilerse bir tık fazla bekleyin, kurusun.
- Doğada binlerce cins ağaç var. Hepsini bir listede toplamak mümkün değil, daha denemedik çoğunu.
iyi odun - erik |
- Huş ağacı
- Kızılağaç (hızlı çürüyor)
- Geven türleri
- Erik
- Meşe
- Kavak (hızlı çürüyor, süngere dönüşür)
- Söğüt (öldüğünüzden yüzde yüz eminseniz sıkıntı yok. %99 eminseniz bir zombie gibi dirilip tüm yatağı ele geçirecektir)
- Dut (sürebilir)
- Çınar (sürebilir ama sürgünler zayıf)
- Akça ağaçlar
- Göknarlar (değerli ağaç, inşaatta da kullanabilirsiniz)
- Elma
- Ardıç (bazı bitkiler ardıçtan yapılan odun yataklarını tercih ediyor)
- Meşe (önce mantar yetiştirip sonra gömebilirsiniz)
- Ladin
- Aspen ağacı
- Dişbudak
- Vişne-kiraz
- At kestanesi
- Palmiye (dış kabuğunun çürümesi biraz vakit alabilir, dalları gayet de olur)
- Bambu
- Yalancı iğde
- Kauçuk ağacı
Kötü odunlar:
- Sedir (çürümüyor, ikinci kesim ya da endüstriyel yetiştirenler daha az dayanıklı. Sedir kullanarak yatak yapanlar yataklarda bektaşi ve frenk üzümü yetiştirmişler ve verim yüksek olmuş)
- Ceviz (alelopatik)
- Beyaz çiçekli yalancı akasya
- Osuruk ağacı - kokar ağaç (cennet ağacı da diyorlar... ben derine gömüyorum, daha sıkıntı yaratmadı)
cennet ağacı derinlere |
- Selvi -amerikan cinsleri
- Kızılçam
- Sekonya
- Yalancı karabiber
- Yalancı portakal (asırlarca çürümüyor)
- Kara kiraz (alelopatik)
- Tespih ağacı
- Katalpa (hani şu parklarda var ya fasulye gibi şeyler sarkıtan ağaç, o)
- Ağaç fuşya (zombi bitki)
- Himalaya yemişi (zombi bitki)
- Rubus spectabilis (sürüyor)
- Duvar sarmaşığı (ölüyse kullanın, ben çok kullandım. Ölü değilse sürer)
- Zeytin (1-2 sene süren alelopatic özelliği var. Tekil tarım yapılan yerlerde hastalığa ve ilaçlara dikkat)