29 Nisan 2023 Cumartesi

mevzu - odun yatağı - sss

Permies'te sıkça sorulan soruları derledim. Aklınıza takılan bir konu olursa insta'dan mesaj gönderin, ekleyelim.

Odun yatağı yönteminin öncelikli amaçları neler? Hangi durumlarda tercih edilir, hangilerinde tercih edilmez? 

Odun yatağının öncelikli amacı yoktan toprak üretmek. Diyelim ki elinizdekil, kum ve çakıl var, ancak yaşayan, hayat dolu kara toprak yok. Bu malzemelerle odun yatağı kurarsanız (ve mümkünse biraz azot kaynağı ekleyin) çürüyen odunun etrafındaki kil ya da kumun renginin değiştiğini, aralarının organik madde ile dolduğunu göreceksiniz. O kadar değişik bir görüntü ki, kırmızı kil damar damar kara toprağa dönüşmüş olmuş, daldan geriye bir şey kalmamış. Yoktan toprak yaratıyoruz sanki.

İkincil amacı dal atıklarının geri dönüştürülmesi. Dalları öğütüp kullanabilirsiniz - masraf ve işçilik. Yakabilirsiniz - çoğu kül olup ziyan oluyor. Biyokömür üretebilirsiniz - mantıklı ancak kaliteli biyokömür üretebilmek için dalların kurutulması, uygun boylarda kesilmesi gibi bir çok gereklilik var. Gene işçilik. Dalların üzerine toprak atın, bir şeyler ekin yetiştirin. En rahatı.

Sebze yetiştirmek üçüncü sırada geliyor. Sebzeler için drenaj, mikroiklimler, odunun tuttuğu su ile uzun süre sulamaya ihtiyaç kalmadan sebze yetiştirebilmek. Gibi.

Diğer amaçlar: Doğal hayata destek/habitat. Görüntü kirliliğinin engellenmesi/çit görevi görmesi. Mikroiklim yaratmak. Drenaj. Hiçbir şeyin yetişmediği bir iklimde bir şeyler yetiştirmek :) Geri dönüşüm. Tasarruf (yataklara ekleyceğiniz kompost, gübre, topraktan).

Azot? Gübresiz nasıl oluyor? O kadar dal, odun, talaş toprağın bereketini çekmiyor mu?

Öncelikle gübresiz odun yatağı olmaz değil, olur. Ancak sebze yetiştirmek için gerekli azotu odun yatağının ilk senelerde sağlaması mümkün değil. Takviye gerekiyor. İlk yazıda bunu  açıkladım, zengin odun yatağı başlığında. Soru toprağa talaş, kuru yaprak karışınca toprağın bereketi kaçıyorken odun gömünce nasıl oluyor da sebze yetiştirebiliyorsak ise durum şöyle:

Karbonun topraktaki azotu tutması yüzey alanıyla bağlantılı. Toprağa ince talaş sererseniz, yüzey alanı büyük olduğundan, topraktaki azotu bir seferde çeker. Yabani otlar bile büyümekte zorlanır. Ancak kütüklerin yüzey alanı talaşa kıyasla çok az. O yüzden topraktan bir anda yüklü azot/gübre çekme gibi bir durum yok.

Ağaçları, çalıları, sebzeleri yetiştirmek için bol bol gübre kullanıyoruz. Bitkiler aldıkları azotun önemli bir kısmını büyümek için kendilerine kullanıyor. Peki ağaçlar ve çalılar öldükten sonra bu azota ne oluyor? Kuru dal ya da odun çimen, kahve telvesi, mutfak atığı kadar yoğun azot içermese de azot içeriyor. Hatta azot miktarı onlardan fazla bile olabilir, çünkü odunun ağırlığı yani miktar çok. Bitki atıklarını gömdüğümüzde yalnızca karbonu değil, o bitkinin yetişmesi için gerekenleri - yani ömürleri boyunca biriktirdiklerini- gömüyoruz (azot, fosfor, potasyum, çinko..). Çürüme başlayınca bu azot toprağa geçiyor. Yani ilk başlarda odun topraktan az miktarda azotu çekerken (karbonun azotu bağlaması), bir süre sonra çürüyen odun net azot/gübre sağlayan haline geliyor. Yani toprağın bereket katıyor, gübreliyor. Bu süreç ilk sene yavaş, hatta kuru iklimlerde aşırı yavaş, ancak ikinci sene hızlanıyor. Üçüncü seneden itibaren tamamen pozitife dönüyor. Zaten işte bu yüzden ilk yıllarda odun yatağını suluyoruz, güçlü kurmaya çalışıyoruz.

Odun yatağı termitleri çekmez mi? Daha sonra bu termitler bahçedeki ağaçlara zarar vermez mi?

Çeker. Bir tek termitleri de değil, aklınıza hayalinize gelecek her tür canlıyı çeker, faresinden, baykuşuna, salyangozundan değişik hamamböceği cinslerine, hatta ateş böceğinden yarasasına. Boşuna dememişler ölü ağaçta hayat var diye. Gömülü bile olsa hayat aşılıyor bahçeye.

Termitler çürüyen odunları kemirmeyi seviyor. Odun yatağında da bundan bol miktarda var. Şayet yatak su altında kalmazsa ya da biri gidip yatağı bozmazsa termitlerin göç edip yapılara zarar verdiğini, ağaçları kemirdiğini görmedim. Belki başka iklimlerde, başka ülkelerde, farklı termit cinslerinde bu durum olabilir. Bizde henüz görmedim. Gene de eşeği sağlam kazıpa bağlayıp ahşap yapıların (bina, çardak, köprü) hemen dibine odun yatağı kurmuyoruz.

Odun yatağını kurmak için gerekli toprağı nereden temin edebiliriz? Az toprak kullanarak odun yataı kurmak mümkün mü?

Kısa özet: Odun yatağı kurarken dalları toprakla iyice örtmek gerekiyor. Gerekli miktarda toprak kullanmazsanız büyük boşluklar toprağın hızlıca kurumasına ve yatak içinde su zincirinin kopmasına neden oluyor. Bu durum yatağın tekrar nem kazanmasına engel olur çünkü toprak kuruyunca hidrofobik hale geliyor.

Gömülü odun yatağı kurarken toprak bulmak zor olmasa gerek. Kazdığımız toprağın içindeki büyük taşları eleyip odunların üstüne geri yayıyoruz. Klasik odun yataklarında da durum pek farklı değil. Kazdığınız toprak yeterli olacaktır. Gömülü yataklardan farkı kazdığımız çukura geri doldurmuyoruz, yüzeydeki toprağı traş edip ortaya yığıyoruz.

Sepp Holzer'in dar-yüksek odun yatakları için gerekli toprağı bulmak dert. Sepp büyük makinalarla araziyi kademelendirdiği için (teraslar kuruyor) toprak bulmakta zorluk yaşamamış. Ancak Paul Wheaton Montana'daki kayalık arazide toprak bulamadığını ifade ediyordu permieste. Çare balık havuzu kurmak. Havuzdan çıkan toprak odun yatağına gidiyor, kazılan alan da havuz oluyor.

Çok soğuk/soğuk/kurak/yağışlı iklimlerde odun yatağı işler mi? Hangisini tercih etmeli?

Her durumu kendi içinde değerlendirmek gerekse de yol göstermesi için aşağıdaki listeyi paylaşayım.

Akdeniz iklimi, karasal iklim: Gömülü odun yatağı. Min 40-60 cm derinlik, toprağı en çok 30 cm kabartın, daha yksek olmasının yararı yok zararı var. İlk iki sene düzenli sulama. Daha kurak bölgeler için ya daha derin ya da krater bahçeciliği.

Düzenli yağış alan bölgeler ya da damla sulama kurduğunuz yataklar: Klasik odun yatağı, nam-ı diğer hügelkültür. 1-1,2 m yüksekliğinde. 

Karadeniz iklimi, yüksek rakımlar, buharlaşmanın az olduğu düzenli yağış alan bölgeler: Sepp Holzerin raf- hügelkültürleri.

Şehir içi yükseltilmiş sebze yatakları: İdeali 40-60 cm yüksekliğinde son 10-15 cm'i iyi toprakla doldurulmuş yataklar. 30 cm'in altına düşmeyin. Her yıl düzenli oalrak toprak/malç/kompost ekleyin. Yataklar oturacak.

Beton alanlar: Klasik yığılı odun yatağı + damla sulama.

Yeni kesilmiş ağaçların odununu mu kullanmalı yoksa bir kenarda uzun süre beklemiş ağaçlarınkini mi?

Mümkünse çürümüş, yığılmış kalmış odunları terih edin. Yeni kesilmiş ağaçların dallarını, kütüğünü kullanmayı düşünüyorsanız, kullanabilirsiniz. İğne yapraklı ağaçlar tekrar filizlenmiyor. Ancak çınar, kavak, söğüt ve benzer türlerde yaprağını döken "zombi" ağaçlara dikkat edin. Odunu sürgün atıp tüm yatağı ele geçirebilir.

İlkbaharda, su oduna yürüdükten sonra odun yatağı kuracaksam yeni kesilmiş ağaçları tercih ederim. Zaten yaş, sulamaya ihtiyacı azaltır. Sonbaharda yatak kuracaksam çürümüş odunları dalları tercih ediyorum. Bütün kış suyu çeksin diye.

Çam ağaçları toprağın pH'ını düşürüyor mu?

 Çok değil. Dışarıdan kamyonla kütük getirmediğinizi düşünürsek zaten civardaki ağaçları kullacaksınız. Civardaki ağaç demek oranın toprağına uygun ağaçlar demek. Bir miktar düşürür, ancak odunun yüzey alanı talaşa kıyasla çok daha az olduğu için etkisi pek yok. Aksini iddia eden, asidik toprağı seven bitkilerin (blueberry- yabanmersini gibi) çam odun yatağında daha güzel yetiştiğini söyleyenler var. Açıkçası aksini de gördüm, deneyimledim. O yüzden elinizde ne varsa onu kullanın, doğru kullanın. Gerisi ikinci derece.

Hangi ağaçları tercih etmemeliyiz?

Kimi hastalıklar, odun toprağa gömülü olsa bile kaçabiliyor ve tüm araziyi ele geçiriyor. İyi odun- kötü odun yazısında açıkladım. Yanık hastalıkları gibi. Çare biyokömür.

Zombi ağaçlara dikkat. Ağaç zaten kesilmiş, hali yok diye gömüyorsunuz, bir anda hayata dönüp yatağı ele geçiriyor. Aman dikkat. İyi odun - kötü odun yazısında var açıklaması. Kavak, söğüt gibi.

Aleopatik ağaçlar. Kullanamazsınız değil, taktiği var. Gene iyi odun- kötü odun. Ceviz.

Kedi/köpeği yataklardan uzak tutmak gerekir mi?

Genel olarak sebze yetiştireceğiniz bölgeye evcil hayvanların girmemesi istenir. Yatakları talan ediyorlar. Kedi dışkısıyla parazit geçebilir ve gebelikte sıkıntı yaratıyor. Köpekler tam olarak yatak katili. Kazıp içine yatar. Tel çekin, kafalar rahat olsun. Evcil hayvanların dışkılarını yatak kurarken kullanmanız tavsiye edilmez. Biyokömür üretebilirsiniz.

Odun yatakları kokar mı? Sinek ya da kene yapar mı? Peki fare?

Yapmaz. Odun yatağının içine kemik, et vb alıp gömmediğiniz ve üstünü tavsiye edilenden daha az toprakla örtmediğniz sürece sinek yapmaz. Gömmek hızlıca kokan ve bozulan  herhangi bir şeyden en kolay kurtulma yolu. Asırlardır yaptığımız bir uygulama.

Kene uzun otlarda yaşar. Genelde büyük avcı hayvanı nüfusunun bastırıldığı bölgelerdeki kronik bir problem (kuzay amerika, şehir ormanları, ilaçlamanın yaygın olduğu tarım alanları). Odun yatağıyla alakası yok yani. Bahçenizdeki otları kısa tutun, sarımsak ekin. Sık kullandığınız mıntıkalar bakımsız kalmasın.

Yataklarda yeteri kadar toprak kullanmazsanız fare nüfusu patlayacaktır. Tavsiye edilenden daha az toprak kullanmayın - tabi fareleri çoğaltmak gibi bir amaçınız yoksa.

Yanlış uygulamalara hangi örnekleri verebiliriz? Hangi durumlarda odun yatağı yönteminden sakınmalıyız?

Yamaca, suyun akışını kesen odun yatağı uygulamaları (heyelan, toprak kayması vs). Kurak bölgelere klasik odun yatağı ya da Sepp'in yüksek hügellerini uygulamak (kurur çalışmaz). Odun yatağı - yağmur hendeği kombinasyonu (mantıksız, heyelan). Odun yatağı - teraslama (biri suyu tutuyor diğeri tutmamaya çalışıyor). Gibi. 

Yöntemleri lütfen zorlamayın. Malesef çoğu permakültür uygulamasında oranın iklimine ya da koşullarına uymayan uygulmalara denk geliyoruz. Budamadan çok miktarda dal çıktı, illa öğüteceksiniz diye bir şart yok. Biyokömür? Odun yatağı? Yeni yatak kuracaksınız diyelim odun yatağı olması şart değil, çapasız tarım yöntemleri var, yoğum ekim, seyrek ekim, basit bahçecilik...Tek yöntem yok, araştırın hangisi en kolay, en ucuz, en doğrusu ise, o.

24 Nisan 2023 Pazartesi

mevzu: odun yatağı 3 - sıkça karşılaşılan hatalar

Az toprak, çok odun - odunları kaplayacak kadar toprak koymak

Bahçedeki ilk yatağımı kurarken, ne kadar odun, dal, çalı çırpı bulduysam yığdım. Yaklaşık 1,5 metre yüksekliğinde 4 m uzunluğunda bir yığın hayal edin. Sonra da üstünü örtecek kadar toprak attım. Başta işler iyi gitti, sebzeler büyüdü ama sonra ne hikmetse çalışmadı. Domatesler tam meyve tutarken, biberler tam koparılacak kıvama gelirken ölmeye başladılar. Kuruyan bitkileri söktüğümde köklerinin boşlukta kaldığını gördüm. Zamanla fareler ele geçirdi yatağı. Sonbaharda yatak üzerinde bir miktar toprak olan, delik deşik yabani bir yığın haline gelmişti. Yatağı bozdum, bozarken de neymiş ne değilmiş inceledim. Odunun odunla temas ettiği yerlerin çürümediğini, büyük boşlukların olduğu bölgelerin kuruduğunu ve fare yuvasına dönüştüğünü ve yatağı örten toprağın odunlar arasına aktığını gördüm. Bu hatayı yapan ilk kişi ben değilmişim meğerse. Permies'te onlarca mesay/thread var - yataklar neden çalışmıyor, neden kuruyor diye soran, cevap arayan.

Yatağı kurarken odun yatağında odun, çalı çırpının %40-50 arasında olmasına dikkat edin. Boşluklar oluşmaması için odunu, çalı çırpıyı abartmayın. Koyduğunuz toprağın bir kısmı zaten yatağa nüfuz edecek ve odunların çürümesini sağlayacak. Emin değilseniz ve ilk kez yapıyorsanız toprağı bol odunu az yapın.

Amacınız doğal hayatı teşvik etmekse durum tam tersini, odunu çok toprağı az olsun. Toprak çökmeye başladıktan sonra av (fare gibi), 3-4 ay sonra da avcıları (tilki, baykuş gibi) göreceksiniz (%70-80 odun, %20-30 toprak).

Yatağı katmanlar halinde kurmamak

Bu katman konusu eskilerin pek bileceği bir konu değil. Paul'un ekibi hep daha da yüksek yataklar yapmaya çalışınca tek katmanla o kadar yükseğe (2-2,5m) çıkamayacaklarını gördüler. Bunun üzerin her odun ya da dal koyduklarında üzerine toprak atarak ördüler yatağı. Yani klasik yöntemde yapıldığı gibi odun, dal, ince dal, toprak sırasıyla değil de odun, toprak, dal, toprak, ince dal, toprak diye. Lafı çok uzatmayayım, Permies'te yayınlanan çeşitli denemeler ve yanılmalar sonucunda yatakları katmanlar halinde örmenin daha faydalı olduğu sonucuna varıldı. Tek bir nedeni var, su boşlullarda ilerleyemiyor ve biz odunların üzerine dalları doğrudan yayınca arada aşırı boş alan kalıyor. Kolunuzu içine uzatabileceğiniz kadar. Bu geniş boşlukların toprakla dolması yatağın olgunlaşmasını hızlandırıyor. Dar, ufak, küçük boşlukların ise zararı değil, yararı var. Topraktaki avcıların (çiyan, akrep, karafatma vb. için yaşam alanı - toprak içinde pek mikro olmayacak her yaşam için şart)

Siz siz olun yatakları kuruyorken arada kürekle toprak atmayı ihmal etmeyin. Zira akdeniz ikliminde bu konu ekstra ehemmiyetli (bkz: dili katletmek). Önemli derken de aşırıya kaçmayın, her boşluğun toprakla dolması şart değil (bkz önceki paragraf, büyük boşluk- küçük boşluk)

İlk yıllarda yatağı sulamamak

Odunun çürümesi ve sünger gibi su tutması gene bi 1-2 yıl sürer. Başka bir ifadeyle odun yatağının çalışması, kurak dönemler için su depolaması 1-2 yıl alıyor. İlk yıllar yatağı sulamayı ihmal etmeyin - ilk yıl şart. Sulayamayacaksanız yatakları eylül-ekim aylarında kurun, kış ve ilkbahar yağmurlarıyla iyice ıslansın, suyu çeksin. İlkbahar ve yazın kurduğunuz yatakları mutlaka sulayın. Sulamazsanız yataklarınız kurur, boşluklar oluşur ve toprak su tutamaz hale gelir. Sonbahar yağmurları fayda etmez. Kuruyan yataklar yavaş ve derin sulama ister. Gömülü odun yatakları daha kolay toparlıyor uzun süre susuz kaldıktan sonra. Onları da ilk senelrde susuz bırakmayın. Ek iş olacak ama odun yatağı üzerine damla sulama kurarsanız tadından yenmez, şart değil.

İçeriğinde ya da formunda çeşitlilik olmaması

Önce içerik: Diyelim ki elinizde bol miktarda kuru kavak, meşe ve ceviz var. Kavak hızla çürüyen, hafif bir ağaç çeşidi. Meşe daha yavaş çürür, hatta çürüme hızının odun yatağı için ideal olduğu söylenir. Ceviz toprağa yavaş karışır, bir de odunu da yaprağı da aleopatiktir. Yani civarındaki bitkilerin gelişmesini yavaşlatır, durdurur ve hatta öldürür. Soru; 3 yatak kuracağız. Bu yatakları kavak, meşe ve cevizden ayrı ayrı mı yapalım yoksa karıştıralım ve her yatakta kavak, meşe ve ceviz olsun mu?

Doğru cevap ikincisi. Nedeni de şöyle. Odunları karıştırmadığınız durumda ilk sene her yataktan ürün alırsınız, ancak durum ikinci seneden itibaren karışmaya başlıyor. Kavak yatağı ikinci sene bi coşar, sonra söner. 3 senede odun modun kalmaz. Meşe yatağı yavaş başlar 3-4 ve muhtemelen 5. sene güzel ürün verir sonra düşer. Ceviz yatağında ise 2. sene aelopatiklik nedeniyle ürün alamamaya başlarsınız, ektikleriniz gelişmez. Anca 4. seneden sonra ürün almaya başlarsınız. Yani ilk sene 3 yatağınız var, ikinci sene 2, ondan sonra sizi meşe götürüyor. Odunları karıştırsaydınız, ilk kavak devreye girecek, sonra meşe en son da ceviz. Her yıl bu üç yataktan da ürün alacaksınız. Bu yüzden biz yatakların fazla karakteri olmasını istemiyoruz ve mümkünse odunlar, dallar farklı farklı ağaçlardan gelsin. (burada bir not, iyi odun kötü odun'da açıklamıştım. Odunları dizerken, en dibe aelopatik, sonra yavaş çürüyen, en son da -yüzeye en yakın- en hızlı çürüyen odunları koyuyoruz. Yani önce ceviz, sonra meşe, en son kavak.)

Dikkat edilmesi gereken bir mevzu da katmanların baştan sona aynı olmasını istemememiz (yataklar 6-8m'den uzunsa). Yatakları kurarken lütfen fazla özen göstermeyin. Katmanlar halinde olmalı derken, yatak baştan sona aynı olması şart da değil. Bırakın bir yerde cevizler çok olsun, diğer yerde sadece meşe ve kavak olsun. Hatta mümkünse olmasın. Bırakın bir tarafta toprak bol, diğer ucunda odunu bol olsun. Bir tarafı daha "kavak", diğer tarafı daha "meşe" olsun. Amaç çeşitlilik yaratmak. Toprak altındaki canlılar için bu önemli. Sizin alacağınız ürünün miktarına da, ekeceğiniz sebzelerin çeşidine de etkisi büyük.

Form konusu da tasarımda önemli. Yatakları kurarken hepsi doğu-batı yönünde dizili askerler gibi olmasın, gerçek potansiyelini göremezsiniz. Bırakın yılan gibi kıvrılsın, hatta bırakın kimi yerleri geniş, kimi yerleri dar olsun. Doğu - batı yönünde giderken dönüp kuzey- güney yönünde devam etsin. + şeklinde olsun, t olsun. Güneye bakan bir yamaçtaysanız kuzeye bakan bir u da olabilir yatağın şekli. Bu u güneye de bakabilir. Bu şekilde mikroiklimlerden yararlanma şansınız oluyor. Kuzeye bakan u yaptığınızda ortadaki alan soğuk havayı hapsediyor. Buraya donlardan etkilenen badem, kayısı gibi ağaçları ekerseniz daha geç çiçeklendiği ve bu sayede donlardan daha az etkilendiğini göreceksiniz. Güneye bakan u da ise ortası daha erken ısınacaktır. Kuzey bölgelerde turunçları bu alanda yetiştirmeyi deneyin. Güney batıya bakan L yatağın en sıcak alanı olacak.

Gömülü odun yatağında benzer bir durum benzer. Odunların dizilimi, sırası, karışımı aynı. Form- mikro iklim ilişkisi o kadar baskın olmasa da gene de önemli. Büyük yatakları kurarken baştan sona aynı derinlikte kazmamaya özen gösterin - drenaj.

Yatağa çok yıllık bitki ekmek, ağaç ekmek

Yataklar odunlar ve dallar çürüdükçe çökecek. Bu yüzden çapalamaya gerek kalmıyor, kendi kendini çapalıyor. Çok yıllık bitkiler ve ağaçlar sevmez kökleriyle oynanmasını. Ölür. Odun yatakları sebze, ahududu, çilek, aromatik bitki vb yetiştirmek içindir. Üzerine meyve ağacı dikemeyin. Dikecekseniz dibine de değil, 3-4 m mesafeye dikin (en az 2m). Paul bir resim paylaştı yıllar evvel, resime dikkatli bakmazsanız odun yatağının üzerinde ağaç dikilmiş de yıllar geçtikçe büyüyor gibi. Yok öyle şey. Forumda yazdı, yanlış dedi ama resimi değiştirmedi. Odun yatağı üzerine ağaç dikmeyin. Ölmesini geçtim devrilir :)

İklime uygun formda yapmamak

Odun yatağı mı hügelkültür mü yazısında bu konuyu uzun uzadıya açıkladım. Özeti şöyle: akdeniz ve karasal iklimde gömülü odun yatağı, daha serin ve yağışlı bölgelerde ise klasik hügelkültür formu çalışıyor. Sepp'in odun yatağını (yerden 2 m yükseklikte tepecikler) Muğla'da İzmir'de hatta İstanbul'da çalıştırmanız zor. Kuruyor.

Yatağı beslememek

Odun yataklarının öncelikli amacı toprak üretmek, sebze yetiştirmek değil. Odun yatağındaki çürüyen dallar sebzeleri besliyor, ondan gübre şart değil gibi yanlış bir algı var. Yalan değil, besler. Ancak bizim yetiştirdiğimiz sebzeler az biraz bereket çekmiyor topraktan. Odun yatağında daha az gübre kullanarak sebze yetiştirek mümkün, ancak bu toprağı hiç beslemeyin demek de değil. Sebze yataklarınıza nasıl her sene gübre, kompost, malç seriyorsanız, odun yataklarını da ihmal etmeyin. Odun çürüyüp gittikten sonra toprak size kalacak. Beslerseniz hayat dolu bereketli olur o toprak.

Gömülü odun yataklarında sebze yetiştirecekseniz, ki yetiştirin, sebze yataklarındaki uygulamanın birebir aynısını yapın. Gübreyi ve kompostu ihmal etmeyin.

Amaca uygun yapmamak

Amacınız bir an önce kötü topraktan işe yarar kara toprak elde etmekse, hızla çürüyen odunlardan kurun yatağı. Amacınız doğal hayatı desteklemekse odunu bol toprağı az olsun. Amacınız mikroiklimlerden faydalanmaksa farklı formlar deneyin, Sepp'i yataklarına bir şans verin. Amacınız kurak bölgelerde sebze yetiştirmekse gömülü odun yatağı kurun. Amacınız tasarrufsa, yükseltilmiş sebze yataklarınızın tabanını (en çok yarıya kadar) odun ve dal koyun. Amacınız yalnızca sedir ormanlarında yetişen bir yemişi yetiştirmekse yataklarınızda sedir olsun. Neyin doğru olduğu sizin elde etmek istediğinize bağlı.

Ahşap yapılara yakın olması

Türkiye'de pek ahşap yapı kalmadı, bir süre de fiyatlardan inşaatlarda baskın malzeme olacağını sanmıyorum. Betondan devam ederiz uzunca bir süre. Ancak diyelim ki ahşap kulübeniz var, hemen yanına odun yatağı kuracaksınız. Kurmayın. En az 10 m mesafe olsun. Mümkünse 20 m. Nedeni termitler ve diğer böcekler. odun yatağındaki böcekler odun yemeyi seviyor, odunu toprağa dönüştürüyor. Ancak etrafta yeni yaşam alanı aramadıkları anlamına gelmiyor bu durum. Dikkat edin.  

Odun yatağını mevcut ağaçlara yakın konumlandırmak

Mevcut ağaçların dibini kazıp, köklerini söküp odun yatağı kurmayın. Mümkünse kök bölgesinin dışına çıkın. Yazık olur ağaçlara. Yeni ağaç dikecekseniz en az 2 m, mümkünse 4 m mesafe olsun aralarında. Yatağa yazık olur yoksa. Ağaç kökleri yatağı ele geçirir, ürün alamazsınız.

Odun yatağı kombinasyonları. mesela odun yatağı - yağmur hendeği (hugelswale), odun yatağı - teraslama (hugelterrace)

Yapmayın. Farklı farklı yöntemleri bir arada uygulamak ezberden olmaz. Hatta hesabını yapmıyorsanız sakın yapmayın. Yamaçta su tutmak tehlikelidir. İnternette örnekleri var. Arazi teraslarken drenaja büyük önem verilir. İslam Altın dönemindeki üretim modellerinde de, İnkalarda da, Filipinlerde de, Japonyada da. Yeni bir şey değil. Yamaca odun yatağı kuracaksanız su arkasında birikmesin, yamaçtan aşağı yolculuğuna devam edebilsin.

Odun yatağı - yağmur hendeği kombinasyonu pek mantıklı değil. Yağmur hendeği suyu tutmak için kurulmaz. Yüzey suyunu 1 bilemediniz en çok 2 günde toprağa aktarmak için kurulan bir sistemdir. Zaten genişliği ve derinliğini hesaplarken buna dikkat ediyoruz. Odun yatağının amacı suyu haftalarca, mümkünse daha uzun süre tutmak. Biri kurak bölgelere kurulur, diğeri (odun yatağı - gömülü olmayanı) daha çok su alan bölgelerde. Ayrıca tehlikeli, örneği var. Yamaçtan aşağı kayan odun yatağı bir kliseyi ezmişti.

İnternette aratırsanız teras-  odun yatağını kombinasyonunu, permiesteki yazıma denk geleceksiniz. Öncelikle hesabını yaptım (zemin mekaniği hikayeleri), sonra da drenaj hatları çektim. Resimleri görüp birebir sakın uygulamayın. Hikaye derken, sayfalarca süren bir hesap. Ondan hikaye diyorum.