11 Aralık 2023 Pazartesi

şipşak - GMC

Garden Master Course bitti. Helen Atthowe'den daha önce de ders almıştım, ayrıntıyı ve veri sunmayı sever. Şaşırtmadı :) Ölmeden kıymeti bilinmesi gereken kişilerden. Paul Wheaton onu Fukuoka ve Sepp Holzerle aynı sınıfa koyuyor. Haksız sayılmaz. Onu dinlerken Fukuoka'nın devamını, sanki dünyaya açılmış ve bilimle ve ekonomiyle sınanmış yeni versiyonunu dinliyorum gibi geldi. Tabii bunda her şeyi kayıt altına alan ve her bir gübrelemeyi en incesinden hesaplayan eşi Carl Rosato'nun etkisi var. Keşke o kaza olmasaydı da mineral gübrelemesi üzerine düşündüklerini bir kitapta toplasaydı. Sanki biliyormuş gibi reçeteleri internete koymuş ama ekleyecekleri de gerekliydi bize. Toprağı bol olsun.

Helen Atthowe'ü özel kılan şey fikirlerini uygulamadan geri durmaması, sonuçları titizlikle kaydedip makalelerle kıyaslaması, bu sonuçlara göre uygulamaya dönüp satış- pazarlama ile doğrulaması. Sonra yaptıklarını sunması, tartışmaya açması. Yani döngüyü komple tamamlıyor. Üniversitelerdeki gibi yalnızca bilimsel çalışmalar yapmıyor, uygulama da var. Sebzeyi bu tekniklerle üretmekle kalmıyor, doğrudan müşteriye satıyor da. Kazandığıyla alet, edevat, traktör vs alıyor. Kendi parasıyla toprağını analize gönderiyor, kendi eğitimini geliştiriyor. Master Gardener kursları düzenliyor, sunumlara, podcastlere katılıyor. Döngüyü tamamlamak amiyane tabiriyle öyle her babayiğidin yapacağı şey değil. Mesela çapasız tarım diye tutturmuyor. Çapa şart da demiyor. Analiz etmiş, raporlamış. Şunu şunu yaparsak, şu kadar çapalarsak tatlı bir noktaya ulaşıyoruz, böyle yapmak lazım diyor. Fukuoka'nın öğrencilerinin çoğu bu etkileşimi tümden reddederken Helen Atthowe etkileşimin nedeni haline gelmiş halde. No till growers'ın bu haftaki podcast tadındaki youtube videosu "Three Living Legends Discuss Living Pathways"'yi izlerseniz anlaşılır demek istediklerim. Vardır elbet eksiği kusuru, onları yazmak da size kalsın :)

Gelelim GMC'ye. Onun atası Master Gardener Course - yani kelime kelimesiyle usta bahçıvanlık eğitimi - 1970li yıllarda Washington Eyalet Üniversitesinde bilim ile bahçıvanlık sanatını bir araya gelmesi için ortaya çıkan bir organizasyon. Eğitimlerine katılıyorsun, en az üç uygulamada staj yapıp mezun oluyorsun. Bunu bahçıvanlığın ya da bostancılığın en üst eğitimi gibi düşünebilirsiniz. Bu seviyede biri toprağı, ilaçları, böcekleri, zararları, müdehaleleri ve benzeri bir çok konuyu bilmeli ve uygulayabilmeli. Yani amaç "karbon-azot oranı da ney ki" diye dolaşan tipler olmasın diye. Ayrıca bu yalnızca bir eğitim programı değil, komple bir organizasyon. Bahçenizde bir sıkıntıyla karşılaşırsanız, bu programda eğitim almış usta bahçıvanlardan birini çağırıp görüş alabilirisiniz. Bahçıvanlar kendi aralarında da konuşuyorlar. Ancak bu eğitimlerin en büyük eksikliği kimyasal tarımdan kopamıyor olması. Tek tek böcekleri öğreniyorsun, sonra organik ilaçla öldürüyorsun. İlaçsız da mümkündü ama? MGC' ye göre "Yok, sen sık ilacı". Garden Master Course - MGC'un permakültürcesi. Kelimelerin yeriyle oynamışlar, ancak içerik aynı gibi. İlaçların yerine mücadele yöntemleri var, toprağın mineral dengelemesi var. Ekolojik döngü var, ondan nasıl yararlanılacağı. Kompost'un nasıl hazırlanacağı yok mesela (çok hızlı geçiliyor) bu seviyeye gelenlerin bilmesi gerek. Ancak nelere dikkat edilir, hangi makaleler, kompost çayı vs. 

Kısa notlar çıkardım. Hepsi olmasa da çoğunu hap bilgiler şeklinde yazının devamına ekledim. Kursu şiddetle tavsiye ederim, permies'te var. Paul Wheaton biraz kaçıktır ancak permakültürü demoktratikleştiren adam desek yalan olmaz. PDC de ATC de permies'te var. Permies'de gerek duyacağınızdan daha fazlası var. Demokratikleşmeden kastetiğim şu: Mollison Dede'nin ya da Geoff'un kendisi ya da öğrencisi diye sertifika veren birine para bayılıp yarım eğitim almıyorsun. Oturup, doğrudan hocasından ders alıyorsun. Benzer bir demoktratikleştirmeyi Matt Powels yapıyor. İlla Elaine İngham'ın öğrencisi olmanıza gerek yok artık toprak biyotasını öğrenmek için.

Ukalalık yapmadan bu yazıyı bitirmeyeyim. Yabancı diliniz yoksa.. öğrenin. Yapay zeka vs ne olur, nereye varır bilmem ama dil şart. Özgür olmanız için, yaşamanız için. Bağımsız, güçlü olmanız için. Öğrenin de kulaktan kulağa insanların peşinden koşturmaktan kurtulun. Her türlü benden daha hızlı öğreneceksinizdir zaten, 14 yılımı aldı :)

Notlar:

  • Her kompost aynı değil. Her kompost çayı aynı değil. Mikroskopsuz kompost çayı olmaz. Kompost çayının hastalığa etki etmesi için belli organizmaları içermesi gerekiyor (hangileri olduğuna makalelerden bakıyoruz- her hastalığın mikroorganizması farklı). Onun için de doğru malzemelerden doğru bir şekilde hazılanmış komposta ihtiyaç var.

  • Verileri kaydetmek ve DOĞRU kaydetmek çok önemli. Her yıl toprak analiz edilmeli. Analiz yöntemlerine hakim olmalısın. Analiz örnekleri her yıl aynı tarihlerde mümkünse ilkbaharda alınmalı. 

  • Topraktaki inorganik azot değeri (nitratlar) bizim organik uygulamalarla örtüşmüyor. Mesela zayıf asit testleri ile örtü ekimi, malç, kompost uygulamalarını anlamak ve yorumlamak zor.

  • Toprağı toparlamak için mineral dengesini sağlamak şart (mineral balancing). Steve Solomon'dan pek bahsetmemeleri şaşırtıcı geldi bana. Konunun adamı, başlangıç noktası - biraz tarihi geçmiş olsa da- Albrect. İdeal hedef değer yok, mineraller arasında ideal oranlar var.

  • Bölgesel değil noktasak gübreleme yapılmalı. Meyve bahçesi için alanın %10'u mineral dengelemesi için yeterli olabilir, tüm alanın doğal kimyasıyla oynamaya gerek yok.

  • Toprağı çapalayacaksan muhakkak organik bir şeyler ekle, sakın boşa çapalama. Bak sakın! Her yıl aynı yeri çapalamak da yok. Çapalamayı da şaşırt.

  • Hızlı azot ağırlıklı gübreleme yok. Yavaş salınımlı karbon ağırlıklı gübreleme yapıyoruz. Dışarıdan gübre temin etmek yerine geri dönüştür. Çoğu durumda fazlasıyla yeterli oluyor.

  • Toprağa, bahçeye her müdahale ettiğimizde suksesyonda (ekolojik döngüde) başa dönüyoruz. Ne kadar başa döneceğimiz toprağın ve topraktaki hayata bağlı. Organik madde seviyesi yüzde 3'den az ise istilacı, yüzde 5 gibiyse tek yıllık yabani otlara geri dönüyorsun. Döngüde ne kadar geriye gideceğine kendin karar verebilirsin. Toprağa müdahale etme şekli, sıklığı vs topraktaki yabani ot dağılımını değiştiriyor.

  • Öyle iki tane çalı, iki tane direk üzerine kuş yuvası koyarak doğadan yararlanamazsın. Habitat inşaa etmek gerekiyor. Habitat inşaası (habitat building) ve koruması toprak kadar önemli. Yılın herhangi bir zamanında alanın en az üçte biri dokunulmamış olmalı (kesilmemiş, budanmamış, ilaçlanmamış). Bunu makalelerle kanıtladı, gözümüze gözümüze soktu. (Sonuçları gördükçe Jean-Martin 'in bu konuda başarısız olmasına hiç şaşırmadım)

  • Habitat inşaası için göletler, havuzlar vs yapmak şart değil. Ancak ardışık çiçek açan bir düzen kurmalısın, yıl boyu çiçek ve koruma sağlamalı. Toprakta kök olmalı.

  • Habitat alanlarını bloklar halinde de yapabilirsin, ürünle birlikte de olabilir. Habitatı ürüne ne kadar sokarsan o kadar etkili olur. Blok alanların etkisi az oluyor. Yararlı ve zararlıların adı sanı, davranışları vs bilinmeli. Ona göre habitat inşaa edilmeli, çok gerekliyse ona göre seçiçi ilaçlama yapılmalı.Aynısı toprak için de geçerli. Toprak biyotasını tanı, sınıflandır, ölç, kaydet.

  • Tohum (bostana ekeceklerin de) toprak biyotasına ne kadar erken tanışırsa o kadar iyi. Yoksa bitki tembelleşiyor, biyotayla iletişim sağlayamıyor.

  • Yürüme yolları, boş alanlar hep örtülü olmalı, toprakta kök büyümeli. Örtü ekimini uygularken ekolojik döngüye dikkat et. Önce baklagiller olur, sonra zamanla doğal çayır bitkileri gelir. Bırak gelsin. 

  • Mikroskop şart deyip kısa kesiyorum. Toprak biyotasını buraya sığmaz. Her bitkinin bakteri ve mantarlarla iletişim için farklı kimyasallar salgıladığını, bu iletişimin sağlıklı olması için döngünün sağlıklı olması gerektiği, gübre emilim çeşitleri ve bunu etkileyen faktörler.. 

  • Hangi örtü ekimi nereye, hangi durumda..  (bu konu toprak biyotasıyla doğrudan ilişkili)

  • Fenoloji (belirti takvimi) önemli. Kıyaslamalar belirtilere göre olmalı. (fenolojiye doğal olayların tekrar etmesine göre oluşan takvim diyebiliriz. Toprak örneğini çiçek erikte belirdikten 2 hafta sonra aldık, yoksa sonuçlar şaşıyor gibi)

  • Müdahale edilecekse önce pH. Toprak biyotası ve organik madde miktarı pH'ı tamponluyor.

  • Her kompost aynı değil, her örtü ekimi aynı değil (bu konu en az 5 saat sürmüştür.). Aldığın kompostu, gübreyi analize gönder. Satılan kompostların çoğu kompostlaşma süreciyle değil fermantasyon  (sirkeleşme) süreciyle elde edildi. Farklı şeyler, toprağa etkisi farklı.

  • Meyve bahçelerinde bakırdan sakınıyorlar - toprakta birikiyor. Habitat inşa ederek ve doğru zamanda mineral spreyleyerek büyük çapta hastalıkların önüne geçebiliyorsun. Şeftali hariç, onu daha çözememişler.

  • BRIC değerlerini kaydet, yükseltmeye çalış. 

  • Fertigasyon önemli... (Sulamayla gübre verme)

  • Meyve bahçesinde her çeşitten en az 5 adet fide olsun. 400 ağacın altına düşme.

  • Meyve bahçeleri için arı kovanı şart değil. Tavuklar meyve bahçeleri için hiç mi hiç iyi değil.

  • Bostanlarda her 6 yatak sırasından biri doğaya ayrılmalı. Mesela habitat ile bostanı iç içe geçirirsen örümcek sayısı %80 artıyor, habitatı dışarıda blok halinde tutarsan bu oran %30 artış. Habitat yoksa örümcek eh. 

  • Doğada bir canlıyı öldürürseniz, onun görevini üstlenirsiniz.

  • Çiçek harici nektar ve şeker veren bitkiler varmış. Hem de çok. Onları muhakkak dahil et. Mesela peygamberçiçeği, karamürver, mavi kantaron, fiğ.

  • Tarladaki böceklerin envanterini çıkarmalı. Hadi bakalım :)

  • Zararlıların etkisine bakacaksan satılabilir ürün oranı önemli. Onu kaydet. Mesela BT uygulaması %97 satılabilir bir ürün sağlarken, BT uygulaması haricinde uygulama yapılan "habitatsız"  tarlada bu oran %80. Habitatlı tarlada oran %88. Habitat sağlarsan %9'luk fark BT'nin maliyetini karşıyor zaten. BT'ye gerek kalmıyor.

  • Domatesteki çiçek dibi çürüklüğü ya da biberdeki güneş yanıklığının nedeni kalsiyum eksikliği değil. Kalsiyum eksikliği hastalığın semptomu. Toprak biyotası azot gübrelemesine alışmış, organik döngü tam sağlanmamış (eksiklikleri, fazlalıkları bol bol anlattı. mesela Fosfor eksikliği - demir, alüminyum, kalsiyum ilşikisi vs.. çoook ayrıntı var)

  • Hastalıkları bastıran örtü ekimleri var. Hastalıklara neden olan gübreleme rejimleri var. Öyle ezbere bir yaprak analizine bakarak yorum yapılmamalı.

  • Yabani ot kontrolünde sirke kullanımı (%25 oranında). Güzelmiş. 

Gibi gibi. Daha çok var. Nereden baksan 100 sayfaya yakın not çıkarmışım..

Olaydan benim çıkardığım şu, doğal üretimin şartlarını tarif edemiyorduk. Artık ufak ufak etmeye başladık. Doğayı kullanarak ilaçsız sebze ve meyve üreteceğim diyorsanız -ki mümkün- öyle "doğal abla bu ürünler, organik" diyerek olmuyor. Genelde organik ya da kimyasal ilaç kullanmadan üretilen ürünlere doğal deyip geçiyoruz. Ancak belli bir sayıda ağaçtan daha az sayıda ağacın olduğu bir meyve bahçesinde bu doğal dengeyi sağlamak mümkün değil, o üretim doğal değil. Başka bir örnek olarak "doğal sebze" satan birine bahçesinde ne kadar alanı "yabani" bıraktığını, bu alanın sebzelere ne kadar uzak olduğunu sormak gerekiyor. Yoksa birkaç dönüm alanda komşuları alayına ilaç sıkarken, bahçesinde sıfır habitatla (2 cm çim ile) hamilelere özel doğal sebze satan da var. Bundan sonraki aşama doğal sebze/meyve için tüketiciyi bilgilendiren bir ilan/sertifikasyon süreci olabilir. Organik sertifikası gibi katı olmak zorunda değil ancak bence tüketicinin hangi şartların sağlandığını bilmeye hakkı var. Mesela ürünün paketinde "toplam alanına %... doğal habitata ayrılmıştır" veya "üretim hatitat ile iç içedir" gibi ifadeler/semboller olmalı. "Selektif ilaçlama yapılmıştır" da olabilir, çünkü organik tarımda izin verilen ilaçların komple avcı/av dengesini bozduğu kanıtlandı - selektif ilaç -bir tek zararlıyı devre dışı bırakan ilaç- çok daha sağlıklı. Hepsinden daha önemlisi doğal ve organik sebze meyvelerde brix değeri tüketiciye anlatılmalı. İnsanların bunu bilmeye hakkı var. Brix değeri (sebzenin sıvısındaki katı miktarı/şeker miktarı) ne kadar yüksekse bitki o kadar iyi şartlarda yetişmiş demek, su ile şişirilmemiş demek. Yüksek Brix değerine sahip sebze ve meyvelerin daha besleyici olduğu hakkında herkes hem fikir ancak onun bilimsel çalışmaları henüz tamamlanmış değil - Avusturalyada çalışılıyor. Brix değeri yüksek olan sebzelerin daha lezzetli olduğu, daha uzun süre bozulmadan kaldığı biliniyor ancak lezzet kolay tarif edilen bir değer değil. Brix olmak zorunda da değil, başka parametreler de ifade edebiliriz. Doğacak bebeği için misli fiyatlar ödeyen insanların bunları bilmeye hakkı olmalı.


*Yazım hatalarını düzeltiyorken dikkatimi çekti de.. "demoktratikleşme" ve "kulaktan kulağa" sözlerimi sakın yanlış anlamayın ve alınmayın. Sözüm sizin özelinizde değil. Komple genele. Dünya genelinde var bu hadise.