22 Nisan 2024 Pazartesi

çalakalem: solucan 201

Levent’te Çilekli tesislerine inen yolun kenarındaki parktayım. Ofisten elimde büyük iki kova deterjanlı, bir kova da temiz suyla çıktım, solucan yakalayacağım. Üç kova suyu, telefonu ve pet şişeyi parktan parka nasıl taşıdığımı hiç sormayın. Daha ilk yıllarım. Benden önce kimyasal gübre ve ilaçlarla yakılmışlar bahçeyi. İyileştirmeye çalışıyorum, oradan buradan solucan, peygamberdevesi, ayrıştırıcılar, mantarlar, kurbağalar, kertenkeleler getirip aşılıyorum. Kaplumbağa bile getirdim, hatta ondan Cemil Amca kekeledi bir süre. O hikâye başka bir günün hikayesi.

Parktaki toprak dışkıdan yanmış. Her gün taze köpek dışkısı konula konula altındaki toprağı kurumuş gitmiş. Nereye deterjanlı su döksem fayda etmiyor, topraktan solucan çıkmıyor. En sonunda Levent çarşıya yakın dar bir yeşillikte bizimkiler çıktı ortaya. Topraktan yüzlerce solucan fırladı. Bulduğumu temiz su kovasına atıyorum. Ekip arabası durdu arkamda, polis ne yapıyorsun dedi. Ben de ne yapıyor olabilirim solucan yakalıyorum dedim. Baktııı baktıı, döndü gitti. İçinden acaba ne geçti.

Yakaladıklarım toprak solucanıydı. Toprağın içinde yaşayan, daha çok karbonlu atıkları seven (kuru yaprak, talaş gibi), kendi yuvasını kendi hazırlayan uzun Lumbricus terrestris. Atıkları yuvasının girişine çeker, ihtiyacı olduğu kadarını da topraktaki yuvasına alır. O senelerde kompost üretmek değildi amacım, bahçeye hayatı getirmeye çalışıyordum. Bugünkü konumuz kompost solucanları. Atıkları yuvalarına çeken tiplerden değil atığın içinde yaşayan solucanlar. Azotu daha çok seven, daha hareketli tipler.

Kompost Solucanın Bizdeki Hikayesi

Türkiye kırmızı Kaliforniya solucanını kimin getirdiğini ya da ilk dağıtımını bilmiyorum. Konuya merak saldığımda guru tipler arasında çoktan yayılmıştı. Meraklılara süründüre süründüre veriyorlardı 3-5 solucanı. Forumlarda şu kadar entry gireceksin, şu kadar like atacaksın diye şartlar koşuyorlardı. Parasıyla da değil, illa süründürecekler. Sonra medyanın yoğun haber baskısıyla üretim yayıldı, kalitesiz üretimler yaygınlaştı. Solucan rahatlıkla bulunur hale geldi. Solucan bu şekilde yetiştirilir, kompost solucanı kırmızı Kaliforniya’dır dediler, kalıplaştı kaldı.

Ama değil. Ne dedikleri gibi yetiştirilmesi şart ne de kırmızı Kaliforniya. Mama da şart değil, solucan onlardan almamız da gerekmiyor. Bizim kendi yerli kompost solucanımız var çünkü: dendrobaena hortensis! Daha önemlisi kendi gübresini, kompostunu üreten, kendi sebzesini yetiştirmeye çalışan hobici ve hatta üreticiler için bu cins daha uygun.

Solucan Kitabı

Konuyu öğrenmek istiyorsanız okuyacağınız kitabın adı “Vermiculture Technology: Earthworms, Organic Wastes and Enviromental Management”. Libgen’de var, yoksa internette pdf’i olacak. İngilizceniz olmasa bile içindeki çizimlere bakmak için bulmanızı ve karıştırmanızı tavsiye ederim. Üreticiyseniz ve bu kitaptan haberiniz yoksa, ölçeğiniz ne olursa olsun, kendinizi de başkalarını da üreticiyim diye kandırmayın. Egoyu kenara bırakıp kitabı okumaya çalışın, işlerinizi büyütün. Pdf’ten tercüme yapan programlar var. Bana sinirlenmeyin, valla yapın. Yararını göreceksiniz.

Kırmızı Kaliforniya - Yerli Kompost Solucanı Kapışması

Her ikisi de atık içinde yaşamaya uygun çeşit. Her ikisi de azotu seviyor. Her ikisi de atıklarınızı geri dönüştürür. Artıları eksileri:

Kaliforniya solucanı yüksek karbonlu ortama uyumlu değil, aç kalıyor. Bu atığı takip ettiği, atığın içinde yaşadığı anlamına geliyor. Yani yatağa yeni atık eklerseniz koliforniyalar koştur koştur yeni atığa doğru yola çıkar. Bu yüzden hareketli gübre üretme modellerine daha uyumlular. Meali taze inek gübresinden elde edilen mamayı geri dönüştürmeye de daha uygun. Yerli kompost solucanı taze atığı seviyor hem de karbonca zengin ortamda hayatını devam ettiriyor. Bu yatağa yeni atık eklerseniz solucanların bir kısmının yeni atığa gideceğini, bir kısmının da üşenip oldukları yerde kalacağı anlamına geliyor. Yani sabit yığınlarda üretime daha uygunlar. Göç ederken ekibin yarısının geride kalması üreticilerin istemeyeceği bir durum, hasadını zorlaştırıyor. Ayrıca yerli solucan karbonca zengin mamaları seve seve işliyor, çiftlik, bahçe ve budama atıklarını geri dönüştürmeye uygun. Malç tabakalarının altında yerli solucana denk gelebilirsiniz.

Kaliforniya solucanının mamayı solucan gübresine -gerekli şartlar sağlandığında- yerli solucana kıyasla daha hızlı dönüştürüyor. Daha hızlı ürüyor, daha hızlı işliyor. Bundan üreticilerin favorisi. Ancak yerli kompost solucanı sıcaktan, soğuktan, mama kalitesinden ve nemden daha az etkileniyor. Üretim alanında meydana gelecek sıcaklık ve nem değişimlerinden daha az etkileniyor, üretimi düşmüyor. Yani şartlar ideal değilse kırmızı kaliforniyadan daha fazla üretim yapar (ki bizim üreticilerin çoğu sıcaklığı vs takip etmiyor, iklim şartlandırması yapmıyor). Şartlar daha da kötüleşirse kendine yer aramaya çıkıyor, kırmızı kaliforniya gibi ölüp gitmiyor, bu yüzden evde beslemeye uygun denmez (ya da dikkat edin).

Peki Hangisi?

Açıkçası ikisi de olur. Genel kural sabit yığınlar için yerli solucan, hareketli sistemler için Kaliforniya solucanı. Aynı yığına ikisini de aşılarsanız yerli solucan baskın hale gelecektir. Aşağıdaki liste ideal durum için tavsiye olsun diye:

  • Üreticiyseniz ya da kazancınız esas bu işten ise amacınız kar etmek olacak. Bu da bol miktarda atığı kontrollü bir şekilde işlemek ve çıkacak ürün kalitesinin değişmemesi anlamına geliyor. Bu amaçla sıcaklığı ve nemi kontrol edeceğiniz bir alanda mama sağlayarak hareketli üretim modeline geçmeniz gerekecek. Yorulacaksınız, gözünüz solucanların üzerinde olacak. Bu tür üretim için kırmızı Kaliforniya solucanı daha uygun.
  • Solucan gübresini kendiniz için üretiyorsunuz (sebze, meyve üreticisiniz) ya da ürettiğiniz kompostu olgunlaştırıyorsanız çok miktarda atığı fazla emek sarfetmeden işlemeniz gerekecek. Yorulmadan. Bunun için bir yere sabit yığdığınız yığınlara solucan aşılayarak üretim yapmanız gerekiyor. Bu işleme yerli kompost solucanı daha uygun. Yığının yağmurdan korunması şart değil, çıkacak ürünün kalitesi için korursanız iyi olur.
  • Evinizde solucan gübresi üretmek istiyorsunuz ancak yeriniz yok. Üst üste koyduğunuz kutularda (solucan kulesinde) solucan gübresi üreteceksiniz. Kırmızı Kaliforniya solucanı bu ve benzeri hareketli sistemler için daha uygun.
  • Bahçenizde solucan gübresi üreteceksiniz (fide toprağı için olur, sebzeleri şelat ile beslemek için olur). Atıkları işlemeden doğrudan solucanlara vermek istiyorsunuz. Avusturalya yöntemi (küveti hindistancevizi lifi ile doldurup, atıkları lifi aralayıp eklediğiniz sistem) sizin için en uygunu. Bu yöntemi Instagram’da paylaştım, sabit hikayelerde. Bu yöntem için yerli kompost solucanı daha uygun, çünkü yığın sabit.
  • Bahçenizde solucan gübresinden faydalanmak istiyorsunuz ancak üretim yapacak yeriniz, vaktiniz vb yok. Bu amaçla yükseltilmiş yatağın ortasına bir çukur kazıp içine kenarları delik, altı kesik bir bidon/kutu vs yerleştirdiniz. Atıkları doğrudan bu kutuya atacaksınız. Bunun için – sabit yığın- yerli solucan daha uygun.
  • Geniş alanlarda solucan gübresinden faydalanmak istiyorsunuz ancak üretim yapacak alanınız ya da gübre atacak aletiniz yok. Malçlama yaptınız. Malç kalınlığı 5 cm’i geçince yerli kompost solucanlarının çoğaldığını göreceksiniz.  Diğer yerli solucanların sayısı da artacak.

Tüyolar:

Solucan nüfusunun patlamasını istiyorsanız, yani deli gibi üremesini, kahve telvesi verin. İster yığına ekleyin ister toprağa serpin. Afrodizyak etkisi var, öyle böyle üremiyorlar.

Herhangi bir yere bir canlı aşılamak istiyorsanız önce korunaklı bir alan hazırlamanız gerekiyor. Aşılayacağın canlının rahat gelişip çoğalacağı bir yer de olabilir, ancak ilk eklediğiniz yer kritik. Olabildiğince kuralına ve istenilenlere uygun ideal bir ortam sağlayın ve ilk sezon gözünüz üzerinde olsun. Sonra zaten kendisi çoğalacak. Solucanlar için de aynı durum geçerli. Yerli kompost solucanını bahçenize aşılamak istiyorsanız korunaklı bir alana güzel bir yığın hazırlayın. Bu yığın iyice ısınsın sonra soğusun. Üzerini samanla örtün, sıcaklıktan fazla etkilenmesin. Sonra aşılayın. Yerli solucanlar süper kahraman değil. Şayet bahçenizde yerli solucan yoksa -adı üstünde yerli, zaten bahçenizde olması gerekiyordu- demek ki bir şeyler yanlış. Bunun için aşılamaya, anaç yığın oluşturmaya özen gösterin.

 

Bir sıkıntı yaşarsanız buradayım. Solucan aldığım dönemde bana gelenlerde kargoda püre haline gelen mi olmadı, donan mı olmadı... Kargo’da ya da başka bir sıkıntı olursa yazın lütfen.

29 Şubat 2024 Perşembe

proce: kirpinin kompost tavuğu

2016’ydı zannedersem, tekrar tavuk almaya karar verdim. Bu sefer kümesi baştan kurdum, eksik hiçbir şeyin kalmadığından emin oldum ve tavukları sipariş ettim. Fabrikadan Ataks’lar geldi. Allah’ım! Ne çektirdiler bana. Yağmur yağıyor kaçmıyor, altında durmuş gökyüzünü izliyor. Sırılsıklam olup ölüyorlar. Solucan veriyorum, korkup kaçıyor. Kompost karıştırmayı geçtim, iki ay boyunca ayakla toprak nasıl çekilir kursu düzenledim. Hava esiyor, üçü beşi ölüp gidiyor. Sözde yılda 300 yumurta verecek hayvanlar ya hiç yumurtlamıyorlar ya da kendilerini öldürünceye kadar yumurtluyordu. Ne yaptıysam fayda etmedi. En sonunda yumurtadan vazgeçtim, YouTube’daki elemanın yaptıklarını birebir uygulamaya başladım. Bastım antibiyotiği, dayadım pelet yemi. Çok yaşamadılar, salgın hastalık gelince bir hafta sonunda hepsi ölüverdi.

Atakslardan çorba bile olamayacağını anladığımda, 2019’du zannedersem, kendi tavuk çeşidimi türetmeye karar verdim. Varsın 300 yumurta vermesin ama dayanıklı olsun, 150-200 yumurta vereceği garanti olsun. İri olsun ki kompost çevirebilsin. Kendi başının çaresine baksın, biraz yabani biraz canavar olsun. Canavar derken önüne geleni mahmuzlamasını istemedim hint horozları gibi. Kargalar tırssa yeter bana. Bir de biraz bahçeye renk katsın istedim. Renkli olsun yumurtaları.

Yurtdışında olsak hiç uğraşmaz 10’ar adet Icelandic, Easter Egger ve Rhode Island alır geçer giderdim. Bizde RIR hariç gerisi yok. RIR’in de genetik çeşitliliği yok (genetik çeşitlilik çok önemli). Marans, mavi yumurtlayıcı, köy tavuğu ve Turken yumurtaları aldım, koydum kuluçka makinesine. Köy tavuğu derken köydeki bakkaldan fazla fazla yumurta almıştım. Çıkanlara omlet, menemen diye isimler vermemiz ondan.

Dört nesil geçti. Kompost çeviren, çoğunlukla çeşit çeşit renkli yumurtlayan yarı yabani yarı insancıl bir çeşit ortaya çıktı. Horozları iri. Tavukları daha derli toplu, yere yakın. Hastalıklara diğer çeşitlere kıyasla daha dirençli. Senede 200 civarı yumurta veriyor. Güçten düşerse ya da bir sıkıntısı varsa yumurtadan kesiliyor. Makine gibi değiller yani. Tüylerinin rengi genelde siyah ve hem tavukların hem de horozun sırtında renkli (beyaz ya da kirli turuncu) yelesi var. Yumurta rengi sürpriz, her renkten çıkabilir (beyaz da buna dahil). İbikleri genelde dik. Tavukları mezun etmedik (kesmedik), horozların tadı pek beğeniliyor. 

Yumurtalarını shopiere koyuyorum. İsteyen alabilir, şansını deneyebilir.

Baştan söyleyeceklerim şunlar:

  • Hangi renkte yumurtalayacaklarını bilmek mümkün değil! Yumurtanın rengi annenin rengi, ancak baba belli değil. Bizim bir koyu kahve, iki mavi ve bir köy tavuğu (beyaz) horozumuz var. Hangi tavuk hangisine denk geldiyse artık.
  • Çıkım garantisi veremem! Çıkım garantisi olması için 1 horoza 4 ya da 5 tavuk verilir. Ancak biz tavukları kapalı kümeste tutmuyoruz. O yüzden kim kime :) Malesef kargo firmalarının ne yapacağı belli olmuyor. Ona göre karar verin. Sonra kızmaca darılmaca olmasın. Size satışa çıkmadan önce birkaç arkadaşıma yumurta gönderdim. Adana %50-55, ankara %60-65, tekirdağ %75 çıkım oldu. Çıkım hem kargo süresinden ve şirketten etkileniyor.
  • Gıda tüketimi için üretilmedi. Yumurtaları evde tüketiyoruz. Ancak tavuktan yumurta almak başka şey, dükkâna koyup satmak başka (yönetmelikler, mevzuatlar..). Ayrıca kargoda kaç gün kalacağını kestirmem mümkün değil. O yüzden evde tüketin diye satışa çıkmadı.
  • Çeşit daha tam oturmadı. Çeşide uymayanlar çıkabilir (beyaz tüyleri olan ya da kendi küçük). Elersiniz ya da seversiniz, sizin kararınız.
  • Kargoda sıkıntı olmaması için Yurtiçi kargo ile (yakın yerlere mng ile) gönderilecek. 
  • Yumurtaların rengi havalar ısıındıkça açılıyor, havalar soğudukça koyulaşıyor. Bu gayet normal bir durum. En koyu yumurtaları kasım, aralık aylarında oluyor. Yumurta rengi konusunda çekinceniz var ise, mesaj atın. Kargolanacak yumurtaların fotoğrafı üzerinden konuşuruz.
  • Bizimkilerin üretebileceği yumurta miktarı belli. Çok adette isterseniz ya da belli renkleri seçerseniz kargo biraz gecikebilir.

Durum bu. İyi eğlenceler :)

Ben buradayım, bir sıkıntı olursa lütfen yazın.