Kompost demek ayrışmak demek. Malzemeyi öğütüyoruz, parçalıyoruz, ayrıştırıyoruz. Ayrıştırıyoruz ki mikroorganizmalar kullanabilsin, bitkiler faydalansın. Bugünkü konumuz bu değil. Konumuz aşamalar. Kapıya malzemeyi yığdılar, hadi üret dediler; hangi aşamalardan geçiyor.
Önceki yazıda dediklerimi tekrarlamam gerekiyor. Kompost konusu bizim, permilerin, üreticilerin ya da doğaya duyarlı insanların, konusu değil. Bu konu çevre mühendisliğinin konusu, çünkü atıklarla onlar uğraşıyor. Kimi permiciler bunu çok içerleyecek, ondan zaruri örnekler gelsin. Mesela Adana’daki bir mezbahanın atık yönetiminde çalışan çevre mühendisi olduğunuzu düşünün. Günde ortalama 26 bin tavuk, 600’ün üzerinde küçükbaş, 45 tane de büyükbaş kesiliyormuş (bakanlık sayfasındaki verilerden). Ağırlığın kabaca yüzde 6’sı kan ve diğer sıvılar olsa günde 6 tona yakın sıvı atık demek. Derisi var, tüyü var, ıvırı var zıvırı var.
Hayvandan gitmeyelim, pazardaki sebze atıklarından gidelim. Pekü,
mesela İstanbul’da günde ortalama 70 pazar kuruluyor. Her pazarda 12-15 ton
atık çıkarıyormuş. Bunun üçte biri sebze atığı olsa, ki muhtemelen daha
fazladır, sırf pazarlarda çıkan ve çöpe giden sebze atığı günde 350 ton. Market
ve manavlardan çıkan atığı da hesaba katmak için sonuna sıfır mı eklesek? Bu kadar
atıkla nasıl başa çıkılır? Hesap kitap olmadan olur mu?
Bizim tarlada, bahçede, evde üstünkörü geçtiğimiz birçok adım miktar bu kadar çok olunca öyle hızlıdan geçilmiyor, sürecin mutlaka kusursuz işlemesi gerekiyor. İşlemezsek ne olur, koca deniz çürür, kokar...
.
Kompost üretimi -kabaca- 3 aşamadan oluşuyor. Önkompostlaşma, kompostlaşma ve olgunlaştırma. Başlayalım:
1. Önkompost
Atıkların kompost üretimine hazır hale getirilmesine ya da çevreye zarar vermeden depolanmasına önkompostlaşma deniyor. Ön- ekinden anlaşılıyordur zaten. Kimi ayrı yazıyor kimi bitişik, neysem konumuz değil.
Buradaki amaç yaprakları, tahtayı ya da samanı parçalayarak uygun boyuta getirmek, yeşil atıkları daha stabil hale getirip depolamak, her ikisini de ön bir işlemden geçirip kompost üretimini daha hızlı ve verimli olmasını sağlamak… gibi uygulamalar olabilir. Her gün 10 kamyon sebze atığı gelirken “ya bu yığının kompostlaşması bir on gün daha uzun olur” diyemezsiniz, 18 günde üretilecekse tam 18 günde üretimden çıkması gerekiyor ki yerine yeni atıklar gelsin.
Bu problemleri biz de yaşıyoruz. Güz yaprakları bir anda dökülüyor, yeşil atıklar gelinceye kadar çuvallayıp bir kenarda bekletiyoruz. Güz yaprakları birbirine yapışırsa hava almıyor, oksijen girmiyor ve kompost süreci sekteye uğruyor. Çim biçme makinesiyle yaprakları ufalarsanız bu dertle uğraşmazsınız mesela.
Yeşil atıklar bir başka. Kompost yığını hazırlamak için yeterli mutfak atığı genelde çıkmıyor. Depolamak gerekiyor. En kolayı buzluğa atmak, bir zoru fermente etmek. Atıklar donunca, hücre yapısı bozulduğu için, ayrışması daha hızlı oluyor. Atıkları fermente etmenin bir adı var: çöp turşusu aka bokaşi. Fermente ettiğiniz atıklar daha hızlı ayrışır, yani daha hızlı komposta dönüşür. Önden öğütüyorsunuz biraz. Daha kararlı bir malzeme elde ediyorsunuz, depolayabiliyorsunuz (bokaşi kompost değildir dememiz bundan).
Büyük alışveriş merkezlerinde çıkan atıklar kompost makinelerinde dönüştürüyor. Bu makineler esasında bizim anladığımız anlamda kompost üretmiyor, atıkları un ufak hale getiriyor, kurutuyor ve ideal bir karışım ortaya çıkıyor. Atığın ağırlığının büyük bir kısmı su olduğu için uğraşılacak atık miktarı (ağırlığı) azalıyor. Ayrıca bu karışım mikroorganizmalar için bebek maması. Toprağa attığınız anda tüketiyorlar.
2. Kompost
Kompost genelde şöyle anlatılır: “Yeşil malzemeler var, kahverengi malzemeler var. Bunları belli karbon - azot (C:N) oranlarında karıştırıp bir yığın elde ediyoruz. Sonra o yığını düzenli aralıklarla çeviriyoruz. Karışım oranı 1’e 18 ila 1’1 25 arası ise sıcak (hızlı) kompost olur, karbon oran daha fazlaysa (azot düşükse) soğuk kompost gibi..
Peki bu ideal oranlarda saman ve kahve kapçığı (kahve kepeği) karıştırsam neden hemen başlamıyor? Yığın ısınmıyor? Saman ve hayvan gübresi yığını 2 güne ısınırken bu yığın neden soğuk? Saman aynı saman, kapçıkta mı sıkıntı var?
Cık. Bakılacak tek formül o değil çünkü. 4 formül var (ilk yazıda paylaştım). Biri Karbon azot oranı, diğeri özgül ağırlık, diğeri su karbon oranı, en sonuncusu da katı madde oranı. Saman – kahve kepeği karışımının ısınmamasının nedeni ikinci formül. Saman da hafif bir malzeme, kepek de. Yığına çok hava giriyor, bakteriler bir türlü ortamı kendilerine uyarlayamıyor. Termofilik (sıcak seven) bakteriler çoğalamıyor. Bizim daha yoğun bir yığına ihtiyacımız var. Hayvan gübresi ağır ve ıslak (yoğun) bir malzeme. Saman ile hayvan gübresi yığınının hızla ısınması bundan, karışımın özgül ağırlığı ideale yakın.
Bizim hesaba boğulmamıza gerek var mı? Antin kuntin malzemelerle uğraşmıyorsanız küçük ölçekte yok. Ancak orta ve büyük ölçekte kompost üretmek isteyenlerin (çiftliği vb. olanların) çevre mühendislerine danışması gerekiyor. Belediyelerin de bu konuda destek ve danışmanlık alması lazım. Kimyacılardan filan değil, bu meslek grubundan, çevre mühendislerinden. Bence permakültür sertifikasıyla olacak iş değil. Çünkü olay burada da bitmiyor. Kompost süreci de kendi atığını üretir. Kompost suyu (dibinden sızan su, kompost şelatı) büyük üretimlerde dereleri, koyları, tarlaları zehirler. Bunun kontrol edilmesi, biyokömür emdirilmesi vb. süreçler var. Şelat ile çayı ve şerbeti karıştırmayın, şelat dipten sızan sıvı, şerbet atık (ya da kompost) ile suyun karıştırılıp bir süre bekletilmesiyle elde edilen sıvı (oksijenli olmak zorunda değil, az sulu da olabilir), çay da atık ile suya oksijen vererek hazırladığınız sıvıya deniyor.
Bunların dışında atık ısı var, fare kontrolü var, kokusu var… Var yani...
3. Olgunlaştırma
Kompost ısındı, soğudu, bol bol çevirdiniz. Hadi hemen bahçede kullanalım. Cık.
Bitkilerin topraktaki besinleri iki farklı şekilde alıyor. Biri sıvıyla (bizim tuzlu su içerken tuzu almamız gibi) bir de zayıf asit ile topraktaki mikroorganizmalarla iletişime geçmesi. Ayrıntılara girmeyelim (TÜBİTAK’ın yayınladığı mikroplarla takım olmak, besinlerle takım olmak diye güzel kitaplar var). Bu iletişim için salgıladığı enzimler, asitler vb. mikroba özgü. Yani bitkinin mikropla konuşuyorken kullandığı dil farklı farklı.
Bitkilerin kompost bakterileriyle muhabbeti var mı? Yok. Onun topraktaki elemanlarla muhabbeti var. Kompostlaşma sürecindeki bakterilerle topraktaki bakteriler farklı. Yığın biraz dinlensin, topraktaki bakteriler yığına göç etsin, yayılsın. Sonra kullanın. Market bahçeciliğinde sıkça yapılan hatalardan biridir bu, zaman baskısı olduğu için olgunlaşmamış kompostu hemen yataklara karıştırırlar, sonra sezon ortasında fena patlarlar.
İdeali yığını 6 ay bekletmek. Altı ayınız yoksa ya azar azar katın ya da yüzeye serin, toprağa karıştırmayın.
Bu üçüncü evrede kompostu ürüne dönüştürme işlemleri de yapılıyor. Komposta besin değerlerini artıracak gübreler (deniz yosunu, kaya tozu gibi) ya da hacmini arttıracak malzemeler (kum, vermikulit, perlit vb.) katılıyor.
.
Böyleyken böyle. Şipşak dedim, mevzuya göz kırptı.
.
Hamiş: Çevrecileri sevin. Bar bar bağıran çevrecilerden bahsetmiyorum. Çevre mühendislerinden bahsediyorum. AB’ye gireceğiz, her fabrikaya bir çevre mühendisi zorunlu olacak diye üniversitelerde bölümlerler açıldı, mevcut bölümlerin kontenjanları arttı. Sonra mezun olunca ne görsünler ne AB kalmış ne kariyer. Bence son dönemde bir meslek grubuna atılan en büyük kazık budur. Sonra müsilaj neden olur, kim kanalizasyona asit döktü..