14 Aralık 2020 Pazartesi

aralık 2020 - ikinci hafta

Tavuktan nasıl özür dilenir?

Şaka yapmıyorum. Cidden soruyorum. Günahını almışım tavukların. 

Soba/şömine günleri başladı nihayet! Biraz gecikti bu sene. Kedi karı yağmadı bir türlü*. Dışarı çıkasım hiç mi hiç yok, hava zaten soğuk, güneş de yok. Sebzeler durmuş büyümüyor. Evde oturacaksın böyle günlerde, televizyon kapalı olacak. İster tenekeden soban olsun, ister kaplan postu mermerle kaplı şömine; en iyi ateş başında geçer bugünler. Kestane olur, mısır olur, patates olur. Havada hafif bir yanık kokusu.. Bir tık da kalabalık olacak, sohbet edeceksin. Ateşin sıcağı vuracak bacağına, yüzüne, ellerine. Kimi salep sever kimi ıhlamur. Bir şeyler içecek, sohbet edeceksin. Geçen yıldan akılda kalanlar, komiklikler, kazalar, maceralar... Anlatılacak ki geride kalsın. Anlar anı olsun. Oysa bazı anlar o kadar güzeldi ki bu sene, insan geçmişe bırakmak istemiyor. Bir kısmı da o kadar acıydı ki ne kadar istesem de geride kalmayacak.

 Bütün gün soba başında takılacak halim yok. Seneye neler yapacağımı bugünlerde planlamak gerekiyor. Neler ekeceğim? Nelere ihtiyacım var? Hedefim ne? Neler deneyeceğim? Dört sene önce kendime şöyle bir hedef koymuştum: 15-20 metrekare alanda insanları birbiriyle muhabbet ettirecek kadar sebze üretmek. Komşuların bahçelerine sebzeler ekmiştim. Herkesin bahçesine ikişer domates-biber fidesi değil. Birine yalnızca patlıcan, diğerine yalnızca domates, diğerine de yalnızca biber. E birinde çok patlıcan var, domatesi olandan istemesi gerekli! Manipüle ettim ama napıyım, iki senede iki muhabbetin belini kırmamışlardı. Güzel oldu :) İki sene önce basit üretim sistemiyle (simple garden) mümkün olan en fazla üretime odaklandım. Bir tona yakın domates, patlıcan, biber ürettim o sene. Komşulara, dostlara, tanıdıklara sebze dağıttım. Geçen sene ise olabildiğince çok çeşit sebze üretmekti hedefim. Çeşit çeşit biber, patlıcan, balkabağı, sakız kabağı, domates, fasulye, enginar, kereviz, pırasa, karnıbahar, pazı, sarımsak... Ama öyle olmadı. Kriz senesi oldu 2020. İyi değildim, yanlış tohumları ekmişim. 4-5 yıl yetecek kadar pul biberim var şimdi. 4 tane kabak ya aldım ya da almadım. Patlıcanların üçte ikisi bakımsızlıktan kurudu. Bu yıl neler yapacağıma daha karar vermedim. Acelesi de yok, ocak sonuna kadar yapsam da olur. Her halükarda gün doğumunu kaçırmamalı.

Pazı topladık bu hafta da. Yalan olmasın o ilk heyecandan eser kalmadı. Gerçi sarması enfes oluyor. Yaprak sarmayı gömer her türlü.

Tavuk yemi arıyordum, ucuzundan. Her yere sordum Gelibolu'ya, Malatya'ya, Antep'e, Konya'ya. Ümraniye'de buldum. Ancak bu böyle gidemez, hem yemin kalitesi düşük hem de pahalı. Seneye kendi tavuk yemini kendim harman edeceğim. Az yumurtlamaları da bundan herhalde. Bu fabrika tavukları aşağı yukarı her gün yumurtladıkları için -daha doğrusu yumurtlamaları gerektiği için- daha yüksek oranda proteine ihtiyaç duyuyor -muş. Yazın yeteri kadar protein almazlarsa kışın yumurtadan kesiyorlarmış. Öyle olursa yemlerine sorgum- sudan otu katın diyor internette. Yumurta az olur çok olur, her neyse de hayvanlar sağlıklı olsun. Yemlerine sorgun katıyorum şimdi, biraz topladılar gibi.


 Malzemeler geldi ama zamanım yoktu. Yer serası (low tunnel) demirlerini en geç haftaya bükmem gerekiyor. Richard Perkins 4 mm tavsiye ediyordu ama ben 5 mm çapında tercih ettim. Demiri paslanmaması için keten tohumu yağıyla yağlamak gerekirmiş. Sebzelerin üstüne motor yağı dökecek  ya da WD40 sıkacak halimiz yok herhalde. Organik antipas keten tohumu yağı imiş.

Kale lahanagillerden bir bitki. Ke-yl diye okunuyor. Lahanagillerden bazıları şöyle: turp, brokoli, karnabahar, lahananın elli çeşidi, brüksel lahanası, kohlrabi (alabaş). Kiminin gövdesini yiyoruz - alabaş, kiminin kökünü - turp, kiminin pişirip yaprağını - lahana, kiminin çiçeğini - karnabahar. Kale'ın yaprakları yeniyor. Lahanadan farkı pişirmeye gerek olmaması, ve bazı cinslerinin salatası enfes oluyor. Parmaklarınızı yersiniz. Red Russian cinsi hele en lezzetlisi. Ege bölgesini saymazsak salata konusunda tembeliz, yeşillik olması bizim için fazlasıyla yeterli geliyor. Dünyada belki 50 çeşit yeşillik var salatası yapılacak. Çoğundan haberimiz bile yok. Kale'ın üretimi görece kolay, kışa dayanıklı ve verimli. Vejeteryanların aradığı nimet. Ağız tadımıza da uygun. Zannedersem yakın bir zamanda tezgahlarda görmeye başlayacağız. Organik üreticiler agresif bir şekilde pazara sokmaya çalışıyorlar. Benim için ise her türlü resimdekinin büyümesi ve tohum vermesi gerekiyor :)

Tavukların günahını aldım derken, yemi eksikti de ondan yumurtlamadıkları anlaşılmasın. Meğerse yumurtaları biri alıyormuş. Yazın olandan çok farklı bu. Yazın çocuklar gizli gizli kümese girince öyle mutlu olmuştum ki. Bundan daha güzel başarı olabilir mi? Kümes çocuklar tarafından onaylanmış daha ne olsun! Malesef yumurtaları evlerine götürmek yerine birbirlerine atmaya başlayınca ailelere söylemem gerekti. En ufak olanı hala kapıyı açık bulduğu günlerde kümesten yumurta alıp eve götürüyor. Annesine Salim yumurtladı diyor. Eheheh. Bu seferki öyle değil, farklı. Söyleseydi keşke, iki yumurta için değer mi ya? Ayrıca insan kendi bir şeyler yetiştirince, en çok paylaşmak istiyor. Anlayamamış beni. Yazık.

Toprağı kolay sanar herkes. Bir tohum ekince kilolarca domates alacaksın gibi gelir ilk başta. Öyle değil işte. Ben daha ilk gün toprağın zor olduğunu öğrendim. Toprak ne kadar zor olsa da insanın yanında esamesi okunmaz. İnsan en zoru. Kimi güveniyorum der de sonra vazgeçer. Severken git der. Yanlış yapan şevkat, sevgi veya merhamet bekler. Çalana istediğin kadar kızabilirsin bir şey demez; ama saygını kaybedersen kinlenir, hiddetlenir. 

Permakültür her şeyi birbiriyle ilişkili kılmak ister. Hep toprak, bahçe diyorum ama asla unutmamalı ki en zayıf halka her zaman insan.

 

*Anneannem anlatırdı. İlk yağan kar kedi karıymış. Kediler için yağan kar. Az olurmuş, anca kedilerin patileri gömülürmüş. İkinci yağan kar köpek karıymış. Köpekler anlarmış onlar için de kışın geldiğini, yuvalarına çekilirmiş. En son insan karı yağarmış. Kimi zaman 30 cm kimi zaman 1 metre. Biz hiçbir seferinde eve kapanmadık gerçi; kartopu, kızak, kardan adam :)