Klasik kasım haftasonu. Kısıtlama da var var olmasına da bahsettiğim doğal kısıtlama, kasım ayı. Hava kapalı, soğuk. Kaç gündür yağmur hem yağıyor hem de yağmıyor. Tüm yapraklar ıslanmış ama ağaçların altında toprak kupkuru. İnsanın içinden dışarı çıkmak gelmiyor.
Bu mevsimde ilk kez bahçeden taze sarımsak topladım. Evvelsi yıllarda şubat ayını beklerdik sarımsak çıksın da yiyelim diye. Bu sene yataklarda yer olunca daha erken ektim. Kükürt işini biraz abartmışım. Tadı o kadar keskin ki, yemekten sonra herkes bir koltuğa bayıldı. Yemeğin yanında katur kutur, mmm. Tadını özlemişim ya. Bahçeye çıkmışken bu yılın son patlıcanlarını da topladım. Geçmiş yıllarda eylül sonu geldi mi patlıcanlar tohuma kaçıyordu, tadı bozuluyordu. Bu sene yeni bir şeyler denedim. Sağlam bir budama, kökleri havalandırma ve iyi bir gübremeyle yeni gibi oldular eylül ortasında. Çok hoşlarına gitmiş olacak ki çiçek açıyor patlıcanlar.
Prototiplerden sekizinin çizim ve kesimleri tamam. Kaynak ve boya işleri var daha. Prototip oldukları için plak kalınlığının üzerinde pek durmadım, tüm parçalar 4 mm saçtan kesildi. Herhalde istesem de duramazdım, çizimde üç cmlik parçayı görünce adam -zaten hatır gönül!- tabiyatıyla soruyor kaç bin adet diye - Ben ise gayet ciddi bir yüz ifadesiyle " bir " diyorum, eheh. Bazıları olması gerekenden dört kat kalın. Varsın olsun. Atacak değilim ya, niyahetinde prototipleri ben kullanacağım. Hele bir tanesi var ki akıllara zarar; okullarda overdesign örneği olarak okutulur. Üzerinden tank geçse tankın paleti yamulur da buna bir şey olmaz.
Şu aletler için iki saatliğine sanayiye kaçtım cuma. Bu haftalık bahçeye ayrılan zaman budur, daha fazlası değildir.
Sonbahar brokolisi. Geliyor..
İlkbahar brokolisi/karnıbaharı ve turplar. En üst sıra karnıbahar, alt sıralar brokoli. Salyangozlar da yemek seçiyor anlaşılan. Neyse ki ben brokoliye daha çok seviyorum :)
Pazıları çok sık ekmişim. Bir de üstüne seyreltmeyi unutunca orman oldu.
Sanılanın aksine öyle büyük bir bahçeye ihtiyaç yok esasında. Mesela bu resimde pazıların ekili olduğu yatak 4 metreye 1.1 metre. Bu yatağın üçte biri bir aileye fazlasıyla yeter. Diğer yatağı da dikkate alınca altı-yedi ailelik pazı yetiştirmişim ben. Bu hafta herkese benden pazı! İştekiler, komşular, tavuklar.
Kış turpları da geliyor. Arkada bir yerde daikon da olmalı
Ocak ayı sonuna kadar pek vaktim olmayacak malesef. Allahtan kış geliyor. Yaz olsa fasulyesi, domatesi, patlıcanı var. Fasulye, misal, gün aşırı toplansın ister, domatesin piçlerini en kötü 3 günde bir kırmak gerekir. Patlıcanı her gün kontrol etsen iyi olur, ilk onda görürsün "zararlıları". Turp öyle mi, kendi halinde de mutlu. Salyongozlar pazıya saldırmıyor mu, saldırıyor. Bana mısın demiyor, orman olmuş. Sarımsağın üstüne battaniyesini örttüysen dokunma keyfine. Kış sebzelerinin en güzel yanı da bu. Ocak sonuna kadar sadece iki şey var yapılacak - o da yaparsam. Birincisi şu prototipleri çıkarmak. İki günlük iş aslında. İkincisinden pek emin değilim. Sebzelerin üstünü mü örtsem mi örtmesem mi, bir türlü karar veremiyorum. Richard Perkins 4 mm çapındaki teli bükerek alçak yatak örtüleri yapmış (row cover). Masterclass'ında anlatıyor. O demiyor ama ben diyeyim, karbon fazla olmalı demirde - yük altında kolay eğilmesin. Yaylık telin kilosu 18 lira gibi. Denemek için ilkbahar brokoli-karnıbahar yatağını örtebilirim. Fiyat farkı da pek yok aslında, çapı niye 5 mm seçmiyorum ki? Denemek lazım.
Köpek olan yerde burun olmaz mı! Kocaman olur hem de!