3 Nisan 2025 Perşembe

çalakalem: toz malçı

Permakültür eğitimi aldıysanız illaki Kızılderililerin kuru tarım yöntemlerini duymuşsunuzdur. Sulamadan mısır yetiştiriyorlar iddiası var mesela. Baştan diyeyim öyle bir şey yok, şehir efsanesi. Gerçi bu efsanenin çıkışmasına neden olan Hopi kabilesinin hikayesi var, ancak onların tekniği buralarda uygulayabileceğiniz bir yöntem değil (denedim, hem de kendi çeşitleriyle, yok – bizim iklime uymuyor). Bizdeki kuru tarımı anlamak için Cumhuriyetin ilk dönemindeki girişimleri ve onu takip eden yanlış uygulamaları anlamak gerekiyor. İnanılmaz bir çalışma yapılmış 1960-70’li yıllara kadar. Osmanlıdan kalan kayıtların elden geçirilmesi, envanterinin çıkarılmasından tutun, ülkedeki üretimin kayıt altına alınması, tek tek analizi… Biz nasıl daha fazla üretebiliriz, nasıl daha verimli üretebiliriz, neler yapmalıyız? Çok zorlamışlar, sahadan içeri girmemişler. İktidarlar değişse de projeler durmamış.

Bu projelerin çeşitler üzerine teknik ayağı var, toplumun uyum sağlaması için gerekli reform ayağı var, teknoloji gelişi mi var, var da var. Kuru tarımı araştırırken o kadar kapsamlı kaynaklara ulaştım ki şaştım kaldım. Benim kafamda “bu iş bu kadardır, daha araştırmaya gerek yok” dediğim nokta ön raporun 10. sayfasında bahsedilmiş oluyordu. Ön raporun daha 170 sf’sı var... Ayçiçeği- buğday döngüsüne bakalım mesela. Tek tek incelemişler, 5-7 yıllık planlar hazırlanmış. Öncesinde baklagil ekiliyor, toprak organik madde miktarından tutun, topraktaki minerallerin korunmasına kadar her şey incelenmiş. Rekolteyi yüksek tutmak için bizim bugünlerde örtü ekini diye sınıflandırdığımız iki uygulama var. Hepsi var döngüde.

Ayçiçeğini 5 yılda bir eken ya da arada bakla eken gördünüz mü hiç? Yok. Neden bu döngüler takip edilmedi, köylüyü eğitmekte vazgeçildi inanın hiç bilmiyorum. Ne desem spekülasyon olur. Yalnızca şunu bilin, şu an köydekilerin ekim dikim teknikleri öyle boş beleş işler değil. Oturulup çalışılmış tekniklerin kalıntıları. Geçimleri ona bağlı olduğu işin teknikleri sizden bizden, herkesten çok iyi biliyorlar. Hatta bizim Bolayır’da olduğu gibi bildiklerinin adından bile haberleri yokken bile çok iyi biliyorlar.

Bu tekniklerden biri toz malcı.

Kopar, toz haline getir!

.

Malç Nedir?

Malç konusunu bırakın buraya sığmaz, 5-6 mevzu yazısı çıkar. Ondan hızlı geçelim. Toprağın yüzeyini korumak, dış etkilerden izole etmek, otların büyümesini engellemek ya da nemi korumak için örtülen herhangi bir malzemeye malç deniyor. Bu kelime ingilizce mulch kelimesinden türetilme. Bir ara örtü/örtük diyorduk ancak bu kelimeler pek tutmadı. Malç kelimesinden devam ediyoruz.

Doğru kullanıldığında iş kolaylığı sağladığı iddiası doğrudur. Ancak malç’ın kendisi ilave iştir. Örnek organik malçtan gelsin, çoğu organik malcın etkili olması için en az 5 cm kalınlığında, tercihen 10 cm kalınlığında sermeniz gerekir. Alana vurduğunuzda kamyonlarca malzemeden bahsediyoruz, getirmesi, sermesi vs hep iş. Plastik malçlar da bedava gelmiyor.

Üç çeşit malç var, organik malç (samandır, komposttur, dal talaşıdır), plastik malçlar (silaj örtüsü, sera taban altı örtüsü, çilek naylonu gibi), bir de toz malcı. Üçünde de amaç toprağın yüzeyini kapamak ve suyun buharlaşmasını engellemek ya da azaltmak. Hızlıca artıları eksileri:

Organik malçlar (saman, kompost, kuru yaprak, dal talaşı, kaba talaş, kes bırak tekniği, kırpılmış çim, kahve telvesi gibi)

Artıları

  • Toprağın organik madde miktarını arttırır
  • Doğru kullanıldığında otları bastırır
  • Erozyonu engeller, tersine çevirir.
  • Isı izolasyonu sağlar, toprağı serin tutar
  • Bıçaklı çapaları vs üzerinden sürebileceğiniz bir yüzey elde edersiniz.

Eksileri

  • Çok miktarlarda gerekir, iş yükü
  • Kompost haricinde hepsi çekirge ve salyangoz sayısını arttırır
  • İlkbaharda toprak geç ısınır.
  • Yağmurun toprağa ulaşmasını büyük oranda engeller (engelleyemiyorsa yeteri kadar malzeme yaymamışsınızdır).
  • Yanlış uygulamalarda topraktaki azotu bağlar (talaş gibi)

Plastik malçlar (çilek naylonu, sera taban altı örtüsü, silaj)

Artıları

  • Kendisi ucuz değildir ancak yabani ot mücadelesinden tasarruf sağladığı için bütçeyi rahatlatır
  • Toprağı ısıtır, baharda daha erken ekilmeyi sağlar
Eksileri
  • Toprağı kirletir (çilek naylonu hele, mahfedir)
  • Kurulumu ve uygulaması bilgi ve özel ekipman ister. Elle, kürekle yapabilirsiniz tabii. Canınızın çıkmasını göze alıyorsanız.
  • Yağmur suyunu keser.
  • Tek yıllık (çilek naylonu) ya da iki-üç yıllıktır (sera taban altı örtüsü)
  • Çok yıllık yabani otlara karşı etkili değildir (kaynaş, ayrık gibi)
  • Kaynaş ve ayrık örtüyü sararsa topraktan sökmek için traktör ya da dana gibi güçlü olmanız gerekir

Toz Malçı nedir?

Peki dışarıdan malzeme getirmeden toprağın kendinden malç elde edebilir miyiz? Evet. Toprağın kendisini kullanarak yüzeyde buharlaşmayı engelleyen, otların çıkmasını engelleyen bir tabaka oluşturabilirsiniz.

Mantığını anlamak için bir tabak suya batırdığınız peçeteleri düşünün. Peçetede herhangi bir kesik yoksa su yavaşça tüm peçeteye yayılacak. Ancak aynı peçeteyi 5 yaşında bir çocuğun babasının gömleğini bulması gibi makasla kesin. Parça pinçik edin. O kadar ki kimi yerleri kopsun. Su tüm peçeteye yayılmaz bu sefer, kesik yerleri atlamayacağı için etrafından dolaşması gerekir. Kopuklara hiç su gitmez.

Toprakta da aynı durum var. Yağmur yağdığında zamanla toprağı ıslaya ıslaya toprağın derinliklerine doğru akmaya başlıyor. Ekim- kasım ayında toprağı kazarsanız yüzeyin ıslak ancak derinlerin kupkuru olduğunu görürsünüz.  Derinlerin de ıslanması ocak-şubat ayını buluyor. Yazın olay tersine dönüyor. Bu sefer yüzey kuruyor, ancak toprağın bir yeri ıslakken diğer tarafı kuru olmaz. Peçetedeki gibi. Bu sefer su yüzeye doğru hareket etmeye başlıyor. Eğer önüne bir engel çıkmazsa (hava gibi, peçetedeki kesiği düşünün) yüzeye kadar gelecek ve buharlaşacak. Tuz buharlaşamayacağı için tuzu kalıyor yüzeyde. Sonbaharda işlem gene tersine dönüyor.

Organik ve plastik malçlar toprak yüzeyiyle havanın temasını kestiği için buharlaşmayı kesiyor. Toz malcında da durum benzer. Toprağın en üst tabakasını öyle bir parçalıyoruz ki (peçeteye binlerce kesik atmak gibi düşünün) su bir türlü tozdan toza atlayamıyor. Güneş toprağı kavururken toz tabakası toprağı koruyor, buharlaşmayı kesiyor.

Nasıl yapıldığına geçmeden önce artıları ve eksileri:

Artıları:

  • İlave malzeme getirmek gerektirmez.
  • Geniş alanlarda mevcut ekipmanla uygulayabilirsiniz.
  • Maliyeti düşüktür
  • Güneşin toprağı ısıtmasına engel değildir. 
  • Yabani ot kontrolü sağlar.

Eksileri

  • Toz tabakası erozyona, bilhassa rüzgâr erozyonuna, açık hale getirir.  Toprağın en üst seviyesi organik madde açısından en zengin, bitkilere en faydalı tabakadır. Bu tabakayı kaybettiğiniz için toprağın organik madde miktarı azalır.
  • Topraktaki taşlar yüzeye çıkar.
  • Yağışlar sonrası uygulama tekrarı gerekebilir.

 Bir başka ifadeyle, ilave bir yatırım gerektirmeden geniş alanlarda toz malcı uygulaması yapmak mümkün. Bu sayede kuru tarımda rekolte artışı da sağlanmış. Hatta bu yöntem, aşağıda ayçiçeğindeki uygulamasını özetledim, üretici tarafından epeyce benimsenmiş. Ancak toprağı rüzgâr erozyonuna açık bırakması ve organik madde miktarını düşürmesi şu an içinde bulunduğumuz durumu gayet güzel açıklıyor.

.

Toz malçı uygulaması bölgeden bölgeye değişse de iki ana adımdan oluşuyor.

Koparmak: Nemli toprağın üst tabakası alt tabakalardan koparılır ve kurumaya bırakılır. Geniş alanlarda bu işlem araziyi sığ sürerek yapılıyor. Bostanlarda kaymak tabakasının katılaşmasını beklemeden en üst tabakayı çapalarsanız koparma işlemini gerçekleşmiş olur. Nemli toprağı ara sürmek, tel çapa ile geçmek bunlar hep koparma işlemi.

Toz haline getirmek: Koparılan tabaka iyice kuruduktan sonra parçalarsanız toz tabakasını elde edersiniz. Geniş alanlarda arazi tırmıkla sığ geçilerek yapılıyor bu işlem. Bostanlarda tel çapa ile iki haftada bir geçerek yapıyoruz. 

 .

Bundan sonrası uygulama. Siz denemelere başlamadan önce akademik çalışmaları da özetleyeyim. Toz malcın organik malç kadar toprakta suyu tutmuyor. Erozyona ve organik madde kaybına neden olduğu da kayıtlarda. Buna karşılık maliyeti yok denecek kadar az, mevcut ekipmanla kolaylıkla uygulanıyor. Organik malçlarda (bilhassa geniş tarım arazilerinde) başa çıkmak sıkıntılı (anıza akim yapan ekipmana ihtiyaç var). Örtü ekini de ilave bir ekin, ilave işçilik ve maliyet. Toz malçı bu başlıklarda öne çıkıyor. Baklagiller, mısır ve ayçiçeğinde toz malçı daha etkili, diğer bütün sebze ve tahıllarda toz malcı tavsiye edilmiyor. Üzüm, zeytin gibi bitkilerin yetiştirilciliğinde toz malçı tercih edilen bir yöntemmiş ancak kıyaslama yapan bir çalışmaya denk gelmedim.

.

Toprağın yüzeyi kupkuru, yürürken ayakkabının içine taş toprak giriyordu
Toprağın yüzeyi kupkuru, yürürken ayakkabının içine taş toprak giriyordu (koparma işleminden sonra)

Koparmanın altında kalan tabaka, nemli ve tavında. Bu tabakaya müdahele edilmeyecek, üst tabaka tırmıkla iyice parçalanacak

Alltaki tabaka oldukça nemli, üstü kuru bir tabakayla kaplı olduğu için kurumuyor
 

.

Arazide – geniş alanlarda- Toz Malcı uygulaması nasıl yapılır?

Çiftliğin bulunduğu Gelibolu’da uygulaması, ayçiçeğinde, şu şekilde yapılıyor. İlk adım hariç toz malcının özeti:

  1. Arazi kışa girmeden derin sürülür- topra
    k koparılır. Bu işlemin amacı suyun toprağın olabildiğince derinine işlemesini sağlamak ve yüzeyde biriken tuzu toprağa karıştırmak.
  2. İlkbaharda, mart ayında toprak ikinci kez sürülür ancak çok derine işlemeden. Genelde 10-15 cm derinden çekiyorlar pulluğu. Hatta kimi durumlarda daha bile sığ, 5 cm. Burada amaç hem araziyi düzlemek hem de tohum ekilecek toprak ile toz tabakasını oluşturacak tabakayı birbirinden ayırmak, koparmak. Buna ikinci sürmek deniyor.
  3. Mart sonu, Nisan başında toprağı incelerseniz yüzeydeki keseklerin kupkuru olduğunu, alttaki toprağın ise nemli hatta biraz tacından fazla ıslak kaldığını görebilirsiniz. Ekilmeye yakın arazinin üzerinden tırmık çekilir (biraz çılgın kullanıyorlar traktörü, gaz sonda :), yüzeydeki kesekler parçalanır ve toz haline getirilir.
  4. Ayçiçeği ekimi malcın altına yapılır.

Bostanda Toz Malçı uygulaması nasıl yapılır?

Fideleri ektikten bir hafta sonra kayak tabakasının oluşmasını beklemeden tavındayken tel çapayla geçilir. Uygulama 2 haftada bir tekrarlanır. Çok derine girmenize gerek yok, ilk 2-3 cm’yi koparmanız yeterli. Yağmur sonrasında kaymak tabakasının oluşmasına izin verilmez, yağışı takiben tel çapa ile geçilir.

Zeytinlikte nasıl yapılır?

Bilmiyorum ancak gördüm. Selçuk’ta yapan vardı ancak konuşma şansım olmadı. Taşlı alanda tırmık çekiyordu. Toprak taşlı toz tabakanın hemen altında nemli kalıyor, güneyin o sıcağında suyu tutuyordu.

Peki bu tekniği nasıl ilerletebiliriz?

Bostanlarda toz malcı uygulamasını seri hale getirecek aletler ve düzenekler var. Malum tel çapa ile bir iki dönüm alanı geçmek çooook uzun zaman alıyor. Bu aletler Kirpinin alet listesinde, hatta 3 sırada. Ancak ülkenin dramı bitmediğinden başımı uzatıp üretmeye çekiniyorum açıkçası (kabaca bi 200 bin liralık finansman gerekiyor). Şimdilik prototipi çiftlikte benimle. Açıkçası plastik malçlarla yarışacak bir teknoloji değil, bir türlü o randımanı yakalayamadım. Lakin plastik olmadan doğal/organik üretim diyorsanız başka alternatifiniz yok.

Geniş alanlarda, arazide, toz malcı uygulamasını etkili kılan traktör arkası aparatlar var. Fideler 20-30 cm boya eriştikten sonra ara çapa yapılıyor bu aparatlarla. Bizde yok. Merak eden de yok. Toprak organik madde miktarı bu kadar düşük seviyedeyken ve mazot pahalıyken kimsenin kullanacağını sanmıyorum.

Türkiye genelinde toz malcı uygulaması üreticiler tarafından sıklıkla başvurulan bir yöntem. Ancak farkında değiller. Tarlayı sürdük diyorlar “baharda ikinci kez sürersen iyi olur” diyorlar (koparma işlemi). Belki tüm ülkeyi dolaşıp uygulamaları, tarihlerini ve aradaki farkları kayıt altına almak en doğrusu? 

 

Hamiş: Okullar açılıp kapanmasa mı :) Her açılışta ve kapanışta komple hastayız. Komple derken komple ofis, komple beden. Toparlarsam sahalara döneceğim.