Az toprak, çok odun - odunları kaplayacak kadar toprak koymak
Bahçedeki ilk yatağımı kurarken, ne kadar odun, dal, çalı çırpı bulduysam yığdım. Yaklaşık 1,5 metre yüksekliğinde 4 m uzunluğunda bir yığın hayal edin. Sonra da üstünü örtecek kadar toprak attım. Başta işler iyi gitti, sebzeler büyüdü ama sonra ne hikmetse çalışmadı. Domatesler tam meyve tutarken, biberler tam koparılacak kıvama gelirken ölmeye başladılar. Kuruyan bitkileri söktüğümde köklerinin boşlukta kaldığını gördüm. Zamanla fareler ele geçirdi yatağı. Sonbaharda yatak üzerinde bir miktar toprak olan, delik deşik yabani bir yığın haline gelmişti. Yatağı bozdum, bozarken de neymiş ne değilmiş inceledim. Odunun odunla temas ettiği yerlerin çürümediğini, büyük boşlukların olduğu bölgelerin kuruduğunu ve fare yuvasına dönüştüğünü ve yatağı örten toprağın odunlar arasına aktığını gördüm. Bu hatayı yapan ilk kişi ben değilmişim meğerse. Permies'te onlarca mesay/thread var - yataklar neden çalışmıyor, neden kuruyor diye soran, cevap arayan.
Amacınız doğal hayatı teşvik etmekse durum tam tersini, odunu çok toprağı az olsun. Toprak çökmeye başladıktan sonra av (fare gibi), 3-4 ay sonra da avcıları (tilki, baykuş gibi) göreceksiniz (%70-80 odun, %20-30 toprak).
Yatağı katmanlar halinde kurmamak
Bu katman konusu eskilerin pek bileceği bir konu değil. Paul'un ekibi hep daha da yüksek yataklar yapmaya çalışınca tek katmanla o kadar yükseğe (2-2,5m) çıkamayacaklarını gördüler. Bunun üzerin her odun ya da dal koyduklarında üzerine toprak atarak ördüler yatağı. Yani klasik yöntemde yapıldığı gibi odun, dal, ince dal, toprak sırasıyla değil de odun, toprak, dal, toprak, ince dal, toprak diye. Lafı çok uzatmayayım, Permies'te yayınlanan çeşitli denemeler ve yanılmalar sonucunda yatakları katmanlar halinde örmenin daha faydalı olduğu sonucuna varıldı. Tek bir nedeni var, su boşlullarda ilerleyemiyor ve biz odunların üzerine dalları doğrudan yayınca arada aşırı boş alan kalıyor. Kolunuzu içine uzatabileceğiniz kadar. Bu geniş boşlukların toprakla dolması yatağın olgunlaşmasını hızlandırıyor. Dar, ufak, küçük boşlukların ise zararı değil, yararı var. Topraktaki avcıların (çiyan, akrep, karafatma vb. için yaşam alanı - toprak içinde pek mikro olmayacak her yaşam için şart)
Siz siz olun yatakları kuruyorken arada kürekle toprak atmayı ihmal etmeyin. Zira akdeniz ikliminde bu konu ekstra ehemmiyetli (bkz: dili katletmek). Önemli derken de aşırıya kaçmayın, her boşluğun toprakla dolması şart değil (bkz önceki paragraf, büyük boşluk- küçük boşluk)
İlk yıllarda yatağı sulamamak
Odunun çürümesi ve sünger gibi su tutması gene bi 1-2 yıl sürer. Başka bir ifadeyle odun yatağının çalışması, kurak dönemler için su depolaması 1-2 yıl alıyor. İlk yıllar yatağı sulamayı ihmal etmeyin - ilk yıl şart. Sulayamayacaksanız yatakları eylül-ekim aylarında kurun, kış ve ilkbahar yağmurlarıyla iyice ıslansın, suyu çeksin. İlkbahar ve yazın kurduğunuz yatakları mutlaka sulayın. Sulamazsanız yataklarınız kurur, boşluklar oluşur ve toprak su tutamaz hale gelir. Sonbahar yağmurları fayda etmez. Kuruyan yataklar yavaş ve derin sulama ister. Gömülü odun yatakları daha kolay toparlıyor uzun süre susuz kaldıktan sonra. Onları da ilk senelrde susuz bırakmayın. Ek iş olacak ama odun yatağı üzerine damla sulama kurarsanız tadından yenmez, şart değil.
İçeriğinde ya da formunda çeşitlilik olmaması
Önce içerik: Diyelim ki elinizde bol miktarda kuru kavak, meşe ve ceviz var. Kavak hızla çürüyen, hafif bir ağaç çeşidi. Meşe daha yavaş çürür, hatta çürüme hızının odun yatağı için ideal olduğu söylenir. Ceviz toprağa yavaş karışır, bir de odunu da yaprağı da aleopatiktir. Yani civarındaki bitkilerin gelişmesini yavaşlatır, durdurur ve hatta öldürür. Soru; 3 yatak kuracağız. Bu yatakları kavak, meşe ve cevizden ayrı ayrı mı yapalım yoksa karıştıralım ve her yatakta kavak, meşe ve ceviz olsun mu?
Doğru cevap ikincisi. Nedeni de şöyle. Odunları karıştırmadığınız durumda ilk sene her yataktan ürün alırsınız, ancak durum ikinci seneden itibaren karışmaya başlıyor. Kavak yatağı ikinci sene bi coşar, sonra söner. 3 senede odun modun kalmaz. Meşe yatağı yavaş başlar 3-4 ve muhtemelen 5. sene güzel ürün verir sonra düşer. Ceviz yatağında ise 2. sene aelopatiklik nedeniyle ürün alamamaya başlarsınız, ektikleriniz gelişmez. Anca 4. seneden sonra ürün almaya başlarsınız. Yani ilk sene 3 yatağınız var, ikinci sene 2, ondan sonra sizi meşe götürüyor. Odunları karıştırsaydınız, ilk kavak devreye girecek, sonra meşe en son da ceviz. Her yıl bu üç yataktan da ürün alacaksınız. Bu yüzden biz yatakların fazla karakteri olmasını istemiyoruz ve mümkünse odunlar, dallar farklı farklı ağaçlardan gelsin. (burada bir not, iyi odun kötü odun'da açıklamıştım. Odunları dizerken, en dibe aelopatik, sonra yavaş çürüyen, en son da -yüzeye en yakın- en hızlı çürüyen odunları koyuyoruz. Yani önce ceviz, sonra meşe, en son kavak.)
Dikkat edilmesi gereken bir mevzu da katmanların baştan sona aynı olmasını istemememiz (yataklar 6-8m'den uzunsa). Yatakları kurarken lütfen fazla özen göstermeyin. Katmanlar halinde olmalı derken, yatak baştan sona aynı olması şart da değil. Bırakın bir yerde cevizler çok olsun, diğer yerde sadece meşe ve kavak olsun. Hatta mümkünse olmasın. Bırakın bir tarafta toprak bol, diğer ucunda odunu bol olsun. Bir tarafı daha "kavak", diğer tarafı daha "meşe" olsun. Amaç çeşitlilik yaratmak. Toprak altındaki canlılar için bu önemli. Sizin alacağınız ürünün miktarına da, ekeceğiniz sebzelerin çeşidine de etkisi büyük.
Form konusu da tasarımda önemli. Yatakları kurarken hepsi doğu-batı yönünde dizili askerler gibi olmasın, gerçek potansiyelini göremezsiniz. Bırakın yılan gibi kıvrılsın, hatta bırakın kimi yerleri geniş, kimi yerleri dar olsun. Doğu - batı yönünde giderken dönüp kuzey- güney yönünde devam etsin. + şeklinde olsun, t olsun. Güneye bakan bir yamaçtaysanız kuzeye bakan bir u da olabilir yatağın şekli. Bu u güneye de bakabilir. Bu şekilde mikroiklimlerden yararlanma şansınız oluyor. Kuzeye bakan u yaptığınızda ortadaki alan soğuk havayı hapsediyor. Buraya donlardan etkilenen badem, kayısı gibi ağaçları ekerseniz daha geç çiçeklendiği ve bu sayede donlardan daha az etkilendiğini göreceksiniz. Güneye bakan u da ise ortası daha erken ısınacaktır. Kuzey bölgelerde turunçları bu alanda yetiştirmeyi deneyin. Güney batıya bakan L yatağın en sıcak alanı olacak.
Gömülü odun yatağında benzer bir durum benzer. Odunların dizilimi, sırası, karışımı aynı. Form- mikro iklim ilişkisi o kadar baskın olmasa da gene de önemli. Büyük yatakları kurarken baştan sona aynı derinlikte kazmamaya özen gösterin - drenaj.
Yatağa çok yıllık bitki ekmek, ağaç ekmek
Yataklar odunlar ve dallar çürüdükçe çökecek. Bu yüzden çapalamaya gerek kalmıyor, kendi kendini çapalıyor. Çok yıllık bitkiler ve ağaçlar sevmez kökleriyle oynanmasını. Ölür. Odun yatakları sebze, ahududu, çilek, aromatik bitki vb yetiştirmek içindir. Üzerine meyve ağacı dikemeyin. Dikecekseniz dibine de değil, 3-4 m mesafeye dikin (en az 2m). Paul bir resim paylaştı yıllar evvel, resime dikkatli bakmazsanız odun yatağının üzerinde ağaç dikilmiş de yıllar geçtikçe büyüyor gibi. Yok öyle şey. Forumda yazdı, yanlış dedi ama resimi değiştirmedi. Odun yatağı üzerine ağaç dikmeyin. Ölmesini geçtim devrilir :)
İklime uygun formda yapmamak
Odun yatağı mı hügelkültür mü yazısında bu konuyu uzun uzadıya açıkladım. Özeti şöyle: akdeniz ve karasal iklimde gömülü odun yatağı, daha serin ve yağışlı bölgelerde ise klasik hügelkültür formu çalışıyor. Sepp'in odun yatağını (yerden 2 m yükseklikte tepecikler) Muğla'da İzmir'de hatta İstanbul'da çalıştırmanız zor. Kuruyor.
Yatağı beslememek
Odun yataklarının öncelikli amacı toprak üretmek, sebze yetiştirmek değil. Odun yatağındaki çürüyen dallar sebzeleri besliyor, ondan gübre şart değil gibi yanlış bir algı var. Yalan değil, besler. Ancak bizim yetiştirdiğimiz sebzeler az biraz bereket çekmiyor topraktan. Odun yatağında daha az gübre kullanarak sebze yetiştirek mümkün, ancak bu toprağı hiç beslemeyin demek de değil. Sebze yataklarınıza nasıl her sene gübre, kompost, malç seriyorsanız, odun yataklarını da ihmal etmeyin. Odun çürüyüp gittikten sonra toprak size kalacak. Beslerseniz hayat dolu bereketli olur o toprak.
Gömülü odun yataklarında sebze yetiştirecekseniz, ki yetiştirin, sebze yataklarındaki uygulamanın birebir aynısını yapın. Gübreyi ve kompostu ihmal etmeyin.
Amaca uygun yapmamak
Amacınız bir an önce kötü topraktan işe yarar kara toprak elde etmekse, hızla çürüyen odunlardan kurun yatağı. Amacınız doğal hayatı desteklemekse odunu bol toprağı az olsun. Amacınız mikroiklimlerden faydalanmaksa farklı formlar deneyin, Sepp'i yataklarına bir şans verin. Amacınız kurak bölgelerde sebze yetiştirmekse gömülü odun yatağı kurun. Amacınız tasarrufsa, yükseltilmiş sebze yataklarınızın tabanını (en çok yarıya kadar) odun ve dal koyun. Amacınız yalnızca sedir ormanlarında yetişen bir yemişi yetiştirmekse yataklarınızda sedir olsun. Neyin doğru olduğu sizin elde etmek istediğinize bağlı.
Ahşap yapılara yakın olması
Türkiye'de pek ahşap yapı kalmadı, bir süre de fiyatlardan inşaatlarda baskın malzeme olacağını sanmıyorum. Betondan devam ederiz uzunca bir süre. Ancak diyelim ki ahşap kulübeniz var, hemen yanına odun yatağı kuracaksınız. Kurmayın. En az 10 m mesafe olsun. Mümkünse 20 m. Nedeni termitler ve diğer böcekler. odun yatağındaki böcekler odun yemeyi seviyor, odunu toprağa dönüştürüyor. Ancak etrafta yeni yaşam alanı aramadıkları anlamına gelmiyor bu durum. Dikkat edin.
Odun yatağını mevcut ağaçlara yakın konumlandırmak
Mevcut ağaçların dibini kazıp, köklerini söküp odun yatağı kurmayın. Mümkünse kök bölgesinin dışına çıkın. Yazık olur ağaçlara. Yeni ağaç dikecekseniz en az 2 m, mümkünse 4 m mesafe olsun aralarında. Yatağa yazık olur yoksa. Ağaç kökleri yatağı ele geçirir, ürün alamazsınız.
Odun yatağı kombinasyonları. mesela odun yatağı - yağmur hendeği (hugelswale), odun yatağı - teraslama (hugelterrace)
Yapmayın. Farklı farklı yöntemleri bir arada uygulamak ezberden olmaz. Hatta hesabını yapmıyorsanız sakın yapmayın. Yamaçta su tutmak tehlikelidir. İnternette örnekleri var. Arazi teraslarken drenaja büyük önem verilir. İslam Altın dönemindeki üretim modellerinde de, İnkalarda da, Filipinlerde de, Japonyada da. Yeni bir şey değil. Yamaca odun yatağı kuracaksanız su arkasında birikmesin, yamaçtan aşağı yolculuğuna devam edebilsin.
Odun yatağı - yağmur hendeği kombinasyonu pek mantıklı değil. Yağmur hendeği suyu tutmak için kurulmaz. Yüzey suyunu 1 bilemediniz en çok 2 günde toprağa aktarmak için kurulan bir sistemdir. Zaten genişliği ve derinliğini hesaplarken buna dikkat ediyoruz. Odun yatağının amacı suyu haftalarca, mümkünse daha uzun süre tutmak. Biri kurak bölgelere kurulur, diğeri (odun yatağı - gömülü olmayanı) daha çok su alan bölgelerde. Ayrıca tehlikeli, örneği var. Yamaçtan aşağı kayan odun yatağı bir kliseyi ezmişti.
İnternette aratırsanız teras- odun yatağını kombinasyonunu, permiesteki yazıma denk geleceksiniz. Öncelikle hesabını yaptım (zemin mekaniği hikayeleri), sonra da drenaj hatları çektim. Resimleri görüp birebir sakın uygulamayın. Hikaye derken, sayfalarca süren bir hesap. Ondan hikaye diyorum.