Lafı çok uzatmadan üretimde karşılaştığımız sıkıntıları aşağıda listeledim. Bu problemler çözülmeden Türkiye’deki üretimin maliyetinin düşmesini, kalitenin artmasını bekleyemezsiniz. Liste tam değil, aklınızdakileri ekleyebilirsiniz. Kirpi’nin kuruluş amacı bu listeyi kısaltmak olduğu için problemin çözümü için yaptıklarımızı ekledim. Son olarak da liste haliyle genellemeler içeriyor. Genelleme demek istisna demek. Lütfen listeyi okurken istisna avına çıkmak yerine (“yooo şu şu var”) sebep sonuç ilişkisini araştırın.
Antipatik olacağının farkındayım ancak yazmam gerekiyor. Kirpi’nin aşağıda verilen çalışmaları 2021 yılında 1200 dolar sermayeyle işe başlayarak yaptı. Lütfen pazarlama patinajı başlığındaki STK eleştirilerini okurken bu bilgi göz önünde tutun.
.
Başlayalım:
Toprak analizi yaptıracak laboratuvar problemi:
Açıklama: Aynı toprak örneğini farklı laboratuvarlara gönderdim. Alakasız sonuçlar geldi. Üçtür beş verir şeklinde değil. Biri 3 diyor diğeri 150, diğeri 25.
Kirpi: Laboratuvarlardan birinin sonuçlarını (Orbit ekoloji) sahadaki gözlemlere göre kalibre ettim. Sonuçları kesin değerler olarak kullanmak yerine, mertebelerine dikkat ediyorum. Laboratuvar analizi nedir nasıl yapılır diye kitaplara daldığım bir dönem oldu, kalibrasyon daha hızlı sonuç veriyor.
Toprak analiz sonuçlarını yorumlayacak bilgisayar programı yok, eklenecek gübreleri seçecek tablo yok.
Kirpi: Yazdım bu programı. 2023’den beri geliştiriyorum, daha bir iki senesi var.
İçinden geçilmiş tarımsal alanlar için müdahale haritası yok.
Açıklama: Türkiye’deki topraklarla Amerika’dakiler bir değil. Bizim topraklarımızda rahat 3000 yıldır ya tarım yapılıyor ya hayvan otlatılıyor ya da ağaçları kesiliyor. Buradaki uygulamaların kılavuza ihtiyacı var. Bu kılavuz için de temel bilgi kitapçığı (bkz: sıradaki problem)
Tarımsal okuryazarlık yok.
Açıklama: Köylerdeki tabloyu görseniz bizim köylümüz okuma yazma bilmiyor dersiniz. Geçtim onu ziraat mühendisleri de bilmiyor gibi. Organik üreticilerde bile sıkıntı var. Analizi alıp hesap yapabilmeli, toprak ya da yaprak örneği nedir, nasıl alınır, ne zaman alınır, sonuçlar nasıl değerlendirilir. Bunları köydeki herkesin tek başına yapabiliyor olmalı. Her civar köyün kendi analizini kendi yapabileceği bir köy laboratuvarı olmalı (valla zor bir şey değil).
Kirpi: Bloga bu konuda yazı dizisi gelecek.
Kavram karmaşası var. Organik nedir, ne değildir halen daha bilinmiyor. Doğal tarım, agroekoloji, sürdürülebilirlik, onarıcı tarım gibi başlıklar hep ortada kalmış.
Açıklama: Sözlük hazırlanması gerekiyor.
Bilgi kirliği var. Bu kirlilikle fiyatları yukarı çekenler var.
Kirpi: Blog bunun için var. Mücadele ediyorum.
Tarımsal makine, alet ve el aletlerinde ciddi eksiklik var. Bu aletlerin eksikliğinden dolayı bilhassa organik üreticiler konvensiyonel tarımla rekabet etmiyor, etmek istemiyor. Fiyatlar düşmüyor.
Kirpi: Kirpi’yi ilk bunun için kurduk. Yüzden fazla aletin prototipi tamamlandı, üçte biri satışta, hepsi Türkiye Marka ve Patent kurumu koruması altında. Orta ve büyük ölçek için sayısız girişim var. Kirpi’nin traktör arkası aparatları da var, ancak seri üretime girmedik.
Küçük ve orta ölçekli üreticiler için sahada eğitim/staj alanları yok.
Açıklama: İstediğiniz kitaptan okuyun sahada tecrübe yoksa uygulama kasar. Üreticilerin farklı teknikleri, aletleri tecrübe edecekleri örnek “çiftliğe” ihtiyaçları var. Yurtdışında sırf bu amaçla kurulmuş üniversite çiftlikleri var.
Kirpi: Bolayır’daki çiftlik başlıca bu amaçla kuruluyor.
![]() |
| kirpinin çiftliği - elma, zeytin ve bostan alanları (resimin parlaklığını arttırmak gerekiyormuş) |
Tip projeler yok.
Açıklama: Mühendisler her bölge her koşul için ayrı ayrı proje yapmak yerine tip proje geliştirirler. Ufak tefek birkaç detayını değiştirerek farklı iklimlere, arazilere vb. uygulamalar yapabilirsiniz. Tip projelerin sıkıntısı bölgeye özgü olmadığı için ideal olmaz. Mesela MEB’in tip okul projesi vardı, Kars’taki öğrenciler kışın donuyordu, Güneydekilerin yaz kış penceresi açıktı. Ancak iyi ya da kötü herkese okul sağlandı. Kimse memnun olmasa da ihtiyaç hızla giderildi.
Şimdi diyelim ki organik sertifikalı bir çiftliğiniz var. Tavuklarınız da var. Atıkları tavuklara verip kompost üretmek, sonra bu kompostu bahçenizde kullanmak istiyorsunuz. Böyle bir kümesi pintereste bakıp inşaa edemezsiniz. Kümesin tasarımı nasıl olmalı? Başka bir örnek tavuk traktörü. Kendi traktörünüzü tasarlamak yerine bir kitapçık olsa şu boyda şu keresteden şu boydan kesilecek vidalarla şuradan vidalanacak dese güzel olmaz mıydı? Bir gün gider malzemesini çekerdiniz, ikinci gün monte eder tavukları içine koyardınız. Ancak elimizin altında tip projeler yok.
Kirpi: Pazar bahçeciliği için tip proje geliştirdik, Gelibolu’ya uyguladık. Sonra aynı projeyi birkaç küçük değişiklikle Mardin’e uyguladık. Kompost üretimi ile ilgili tip projemiz de var. Ancak bunları bir kitapta bir araya getirmek gerekiyor.
Üretim kılavuzları yok. Organik üretim kılavuzu da yok (var ama yok), doğal üretim kılavuzu da yok. Onarıcı tarım kılavuzu yok.
Açıklama: Mesela ilgili Tariş’in yayınladığı Zeytin yetiştiriciliği ve hastalık zararlı takvimi diye bir kitapçık var. İlaçlı ya da ilaçsız fark etmez zeytini öğrenmek istiyorsanız bu kılavuz elinizin altında olmalı. Ancak bu kılavuzun organik üretim ya da doğal üretim için tavsiyeleri yok. Zeytin türleri ile ilgili bir kılavuz olsa ne güzel olurdu.
Sırf zeytin değil her sebze ve meyve için kılavuzlar olmalı. İlla yazılı olmasına gerek yok, Curtis Stone’nun eski videoları havuçtur, yeşilliktir hepsine değinmiş. Ancak Türkçe kaynak pek yok.
Onarıcı tarım için yok, doğal üretim için yok… Sayayım mı :)
Kirpi: Mevzu yazılarıyla bu eksikliği kapamaya çalıştım, ancak bir mevzu yazısı rahat iki ayımı alıyor. O yüzden devam etmedim.
Ortak forum/podcast ya da benzeri platform yok. Bazen var bazen yok.
Açıklama: Arada bir ortaya çıkan radyo programlarını, toplaşan gurupları saymazsak bizde permies.com ya da youtubedaki no-till growers (ve forumu) gibi platformlar yok ya da yetersiz
Ata ya da yerel çeşit sorunları
Açıklama: Hibrit çeşit ekmek istiyorsunuz diyelim, kapınıza kadar geliyor. Bu konuda gerçekten çok başarılı. Ata çeşitlerde durum böyle değil. Tohumu kendiniz bulmanız gerekiyor, kendiniz fide hazırlıyorsunuz. Sizin iklime uyup uymayacağını, kaç günde hasada geleceğini, ihtiyaçlarını bilmeden dikiyorsunuz. Şanslıysanız ürün alıyorsunuz ancak müşteri pazarda ata çeşitleri tercih etmiyor.
Kirpi: Ata ve yerel çeşitlerin listesini çıkardım. Bu listeden üretime uyanlarını tespit ettim. Sonra içlerinden bizim damak zevkimize uyan, albenili olanlarını tespit ettim. Gelibolu’daki çiftlikte üretip satışını yapıyoruz. Bu çeşitlerin tohumlarını binlerce kişiye dağıttım, gönderdim. Daha ne yapayım :) Midnight roma domatesi, candy roaster balkabağı, 898 gibi yabancı çeşitler de var Amasya közlemelik mısırı, Bartın yürek domatesi gibi kendi çeşitlerimiz de var. Geçen yıl susuz çeşit avına çıkmıştım. Bu çalışma 8 yıldır sürüyor.
Hibrit çeşitleri de tespit ettik. Ancak üretici sırrı (ticari sır) olacağı için paylaşmıyorum.
Ürün kalite sınıfı yok.
Açıklama: Diyelim ki çok kaliteli domates yetiştirdiniz. Brix değerleri yıkılıyor. Pazara gidip satacaksınız, adı domates, domatesin kilosu 15 lira. Sizin domates oldu 15 lira. Organik sertifikanız var, oldu 60 lira. Bu kadar. Yurtdışında aldığınız şeyin domates olup olmamasına bakılmıyor sadece, kalitesine de bakılıyor ve sınıflandırılıyor. A kalite domates 45 liradır, B kalite 35 liradır diyebilmeli. Bunu bir şekilde oturmamız gerekiyor. Bu konu sadece sebzeyle alakalı değil, et ve sütte de aynı durum var. Gastronomi tayfasının bunu talep etmesi, sınıflandırılmamış ürünleri dışlamaları gerekiyor.
Doğal üretimin sertifikası yok. Yasal zemini yok. Nasıl yapılacağı ile ilgili kaynak yok.
Açıklama: Valla yok. Uzun uzun açıklamaya gerek olduğunu sanmıyorum.
Kirpi: Gelibolu’daki çiftlikte denemeler yapıyorum, sonuçları yayınlayacağım. Şu aşamada kesin olan birkaç nokta var, onlar: üretim alanının en az üçte biri doğal hayata ayrılmış olmalı, toprak onarılmış olmalı, yapraktan ve çiçekten bitki besleme konusunu çalışmak gerekiyor.
Yasal mevzuatlardaki hatalar
Açıklama: Ukalalık olacağının farkındayım ancak yasalardaki tanımlarda hatalar mevcut. Büyük yanlışlara neden oluyor.
Gönülü denetim yok
Açıklama: Geçen yıllarda organik üreticiler arasında zararlı nematod salgını yaşadık. Bu salgının nereden çıktığını, nasıl yayıldığını bilmiyoruz. Organik üreticiler arasında al sat yapan çok sayıda şirket var. Araya konvensiyonel üretilen meyve sebzelerin karıştığı oluyor. Pazarları organize edenler denetimleri sıkı tutsa da tüketicinin deneyimlerini paylaştığı bir internet sitesine ihtiyaç var. Madem doktorlara puan verip yorum yapabiliyoruz, organik ya da doğal üreticileri de değerlendirebilmeliyiz. Bu sosyal denetim yalnızca sosyal medyayı kapsamamalı, mesela Marmaris pazarındaki Ayşe teyze de orada olmalı.
Kaynak haritaları yok.
Açıklama: Diyelim ki Adanada Kozanda bahçenize su kuyusu açtıracaksınız. Kimi arayacaksınız? Permakültürcülerin ve üreticilerin ortak hatirası/telefon rehberi olması gerekiyor. Bu haritaya bakınca, mesela, damla sulama ekipmanları Kalitek'den alınırmış (10 kişiden 8'i 5 yıldız vermiş) ama depremden sonra teslimlerinde sıkıntı yaşanıyormuş demeliyiz.
Permakültür bitkileri Türkiye’de yok.
Açıklama: Permakültür tasarımında bazı bitkiler ön plana çıkıyor, mesela karakafes bitkisinin bocking 14 ve bocking 4 çeşitleri. Bu bitkiler Türkiye’de yoktu. Fil sarımsağı, bayır turpu, soğan ve sarımsak çeşitleri, sayısız akasya çeşidi ve benzeri. Bunları bulmak, çoğaltmak gerekiyor.
Kirpi: Bir iki istisna haricinde liste tamamlandı. Bu çalışma 7 yıl sürdü.
Onarıcı tarım için gerekli örtü ekini kılavuzu yok.
Açıklama: Bu konu gerçekten çok üstünkörü geçilmiş. 2000’li yıllarda işlemesiz tarımı Türkiye’de yaymaya çalışan birkaç kişi var, çok çalışmışlar ve onların sayesinde yeşil gübreleme, anıza ekim gibi konular biliniyor ve araştırmalar yapılıyor. Ancak örtü ekini konusu daha tam oturmuş değil. Amerika’da eyalet üniversitesine girdiğinizde hangi örtü ekini ne zaman ekilir, nasıl sonlandırılır, nasıl gübrelenir gibi konular uzun uzun açıklanmış. Tohum karışımları hazır, uygulama kılavuzları ve örnekleri hazır. Biz onlara bakıp bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Mesela ayçiçeği ideal sonbahar örtü ekinidir. Kışı atlatamaz. Ahali bilmiyor, uygulamıyor.
Bunun dışında zaten Onarıcı tarım kılavuzu diye bir şey tümden yok.
Kirpi: Gelibolu’da denemeler yaptım ancak ekipman eksikliğinden devam etmedi.
Biyokömür, kompost, kuru turşu (bokaşi) ve siyah asker sineği önündeki engeller.
Açıklama: Her biri atıkların yönetimiyle ilgili konular. Maalesef her başlıkta da görülmez duvarlara çarpıp duruyoruz. Tüm kaynaklar el altında olsa da biyokömür yaygınlaşmıyor. Kompost geniş alanlara uygulanamıyor. Bokaşi küçük ölçekli olmaya mahkûm. Siyah asker sineği konusu patinaj çekiyor, yaygınlaşmıyor.
Kirpi: Üretim tiplerini tipleştirmek ve uygulayıp göstermek gerekiyor herhalde. Bilmiyorum. Biyokömür ve kompost ile ilgili onlarca paylaşımı hem burada hem de instagramda yaptım. Adım adım takip edip uygulayabilirsiniz.
Tarımsal ticaret ağı organik üretimi ve doğal üretimi kapsamıyor. Mevcut ağ bu tür üretim modellerini dışlıyor.
Açıklama: Ürünleri zehirsiz üretmek sıkıntı değil diyelim. Esas sıkıntı domatesi hasat ettikten en çok 3 gün sonra tüketicinin tabağına ulaşması gerekiyor. Mevcut pazarlama ağları doğal ve organik üretimi kapsamıyor.
Organik üreticiler kendi Pazar ağlarını kurma yoluna gitmiş. Başarılı olanlar olsa da bu durum maliyetleri katlıyor, verimi düşürüyor. Ticaret ile üretim ayrı olmalı. Doğal/eko pazarlar/gıda toplulukları çözüm olmasa da bir miktar rahatlama sağlıyor. Yeterli değiller. Bu çözümlerde organizasyonun esas enerjisi topluluğa sızan çürük elmaları ayıklamaya gidiyor. Yeterli tanıtım yapılamıyor, fiyatlar düşmüyor, ağ gelişmiyor.
Ticaret siteleri ve uygulamalar bu problemi çözebilirdi. Nedense onlarda takılıp kalıyor.
Orta ve büyük ölçekte hayata geçen proje yok ya da çok kısıtlı.
Açıklama: Orta ve büyük ölçek farklı. Bu ölçeklerde alınacak riskler yeri geliyor beni aşıyor, bir tek beni değil birçok üreticiyi aşıyor. Zaman gösterecek.
Tepeden inme projeler ve girişimler yerine tabandan tavana yayılan akımlar yok.
Açıklama: Bir projenin halk tarafından sahiplenmesi için onların projede yer alması, projeyle sosyal yapılarının değişmesi ve kendilerinden bir şeyler katması gerekiyor. Türkiye'deki proje yaklaşımı genelde tepeden inme, mevcut soyal yapıya olabildiğince az etki üzerine kurulu. Bu da proje desteğinin kesildiği anda batması anlamına geliyor.
Kirpi: Ben hep tabandan tavana gitme taraftarı oldum. Çok daha zor ancak dalgalanmalarda, ekonomik zorluklarda yardımcı oluyor. Mesela bu sene Kirpi'nin üretimi durdurması gerekirdi, ancak köyden aldığım destek sayesinde böyle bir durum yaşamadık. Yeri geldi domatesi köydekiler sattı, kendilerine aldılar. Hasata gönüllü yardıma geldiler. Alet gerekti paylaştılar, zeytin hasatı için arabasından akü söküp veren oldu. Hikayeye dahil oldukları için, yer aldıkları için. (iki yıldan nerden nereye..)
Yoksa ben de biliyorum parayla "köyden kadın getirmeyi", "adama tarla sürdürmeyi".
Gibi...
.
Gibi...
