Kompost eğitimi üç seviyede olmalı. İlk seviye şu an eğitimlerde anlatılanların tamamı, ikinci seviye üretimi arttırmak için gerekli bilgiler olurdu. Üçüncü seviye ise üretim ya da satış için üretimde dikkat edilmesi gerekenler olurdu. Satış derken paketleyip kompost satanlar ile belediyeler, üretim derken de ürettiği kompostu çiftliğinde kullanacak üreticileri kastediyorum. Üçüncü seviyede yasalar ve yönetmelikler var – gerçi bizde ya yasanın kendisi yok ya da kimse takmıyor- Mesela, kompostu tarlalarında kullanmak isteyen üreticiler en az beş kere belli sıcaklığa ulaşacak şekilde çevirmesi ve düzenli olarak sıcaklığını kayıt altına alması gerekiyor. Gerçi 90-120 gün kuralı bile bilinmezken ortalığı karıştırmasak mı? :) Belediyelerin bu işte uzmanlığı olan çevre mühendisleriyle çalışması gerekiyor.
Bu yazı ikinci seviye çalakalemi. Yani üstün körü anlatılmış
hali.
.
Diyelim ki kompost sisteminizi kurdunuz. İşler tıkırında ilerliyor ancak size daha çok kompost gerekiyor. Ne yapmalı ne etmeli de bu işi oldurmalı?
Öncelikle hesabınızı bir gözden geçirmeli :) Üreticiyseniz, size gerçekten o kadar kompost gerekiyor mu?
Gerekenin Hesaplanması
Bahçe toprağınızın organik madde seviyesi %5’in (kimi iklimlerde %3’ün) altındaysanız öncü bitki bölgesindesiniz. Bu seviyenin üzerine çıkarsanız bakım işlerini kolaylayacak, su tüketimini azaltacaksınız. Yurtdışında birçok üretici ilk yıllarında yılda iki kere olmak üzere 5 cm kalınlığında, toplamda 10 cm kalınlığında kompost seriyor. 100 metrekare bahçeniz var ise bu 10 metreküpe yakın kompost demek. Deli rakamlar! Kompost sudan ucuz olunca tabii ser serebildiğin kadar ancak bu durum bizim için geçerli değil.
Gördüğüm kadarıyla bu sayılar abartılı, bu kadar uygulamadan da durumu kotarabilirsiniz. Toprağınızı toparlamak istiyorsanız ilk 3-4 yıl toplamda 5 cm kalınlığında kompost kullanmanız fazlasıyla yeterli. Şayet mineral dengelemesi yaparsanız, yani toprağınızdaki mineralleri birbirleriyle olmaları gereken değerlere yaklaştırışsanız, kompost ihtiyacınız ciddi oranda azalıyor. Mineral dengesine ulaşılmış topraklarda organik madde seviyesini arttırmak için (dengenin %40 üstü bantta olması durumunda) yıllık yarım cm kalınlığına kompost yeterli olurken, %20 bandındaki topraklarda 1 ila 1,5 cm kalınlığında kompost sermeniz yeterli olacak. Bu değerler yaklaşık değerler.
Mineral dengesi sağlanan toprakların kompost ihtiyacı neden azalıyor diye soracaksanız cevabı şöyle. Charles Dowding gibi tonlarca kompost serenler esasında kompostu toprağa çevirmek konusunda oldukça başarısızlar. Serilen ya da toprağa karıştırılan kompostun büyük bir kısmı (%40-60) ilk sene sonunda gaz olup havaya dönüyor. Bunun başlıca nedeni de eklenen maddenin hayata yani mikroorganizmalara, köklere, yabani ota vs. dönüşmemesi. Eklenen organik maddenin toprakta biyokararlı organik maddeye dönüşmesi için karbon ve azot yeterli değil, diğer elementlere de gerek duyuluyor. O yüzden ya komposta mineralleri eklemeli ya da toprakta hâlihazırlarda o mineraller olmalı. Aksi taktirde eklenen kompost gaz olup uçup gidiyor.
Özetle, 100 metrekare bahçe için gerekli kompost miktarları yeni kurulan bahçelerde 5-10 metreküp kompost, seviyeyi korumak için 1-2 metreküp. Mineral dengesi sağlanmış alanlarda 0,5-1,5 metreküp kompost yeterli olacaktır.
.
Yukarıdaki hesaba göre de kompost üretiminizi arttırmanız hala gerekiyorsa cevap vermeniz gereken sorular şöyle: Yığını kurarken gereken malzemeyi arttırabilir misiniz, arttıramaz mısınız? Arttırırsanız bu malzemeyi depolayacak altyapınız ve sonra işleyecek ekipmanınız var mı?
Arttıramıyorsanız, yani aynı miktarda malzemeden daha fazla kompost üretmeniz gerekiyorsa, çare biyokömür. Arttırabiliyorsanız aradığınız çözüm kompostun aşamalarındaki ayrıntılarda gizli.
.
Biyokömürle Kompost Üretimi Arttırmak
Kompost üretimi esasında çok verimli bir işlem değil. Yığının ulaştığı sıcaklığa, bekleme süresine ve üretim hızına bağlı olarak giren malzemenin %30 ila %65’i komposta dönüşmüyor, yanıp gidiyor. Yani zar zor taşıdığınız, yığdığınız malzemenin yarısı gaz olup uçup gidiyor. Ham biyokömür işte bu noktada bize yardımcı olacak. Karbonun azotu yakalaması gibi bir özelliği var (aktif karbonun nitratları). Hani kümese ham biyokömür atıyorduk da kümesin içindeki kokuyu bir anda kesiyordu, aynısı. Benzer şekilde yığında biyokömür varsa yığındaki azot uçup gidemiyor, kompost için kullanılan kullanılıyor, geri kalanı biyokömür tarafından tutuluyor. Biyokömür zaten su emen ve suyu tutan bir malzeme, karbonun da tek başına gaz olacak hali yok. Sıcak kompostta biyokömür kayıp oranını %40’dan %15-20’ye, soğuk kompostta da %60’dan %30lara çekecektir. Başka bir ifadeyle %20 ila %50 daha fazla kompostunuz olacak.
Burada dikkat edeceğiniz noktalar şöyle:
- Biyokömürün kendisi karbon, hem de yüzde 96-99 saflıkta! Kompost karışımının karbon:azot oranını hesaplarken biyokömürü hesaba katarsanız işler karışır. Bakteriler biyokömürdeki karbonu kullanamazken bizim biyokömür yığındaki azotu kendine bağlıyor. Bakterilerin de yararlanacağı azot miktarı azaldığından oranlar şaşıyor, yığın azot noksanlığından ısınamıyor, gerekli sıcaklığa ulaşamıyor. Bu yüzden yığını kurarken biyokömürün karbonunu dikkate almıyoruz, hesaba katmıyoruz.
- Biyokömürü kompost yığınına farklı aşamalarda ekleyebilirsiniz. Yığını kurarken eklemek yukarıda açıkladığım gibi hesabı şaşırtıyor. Yığını kurarken biyokömür ekleyecekseniz, kompost yığının hesabını bildiğiniz gibi yağın, biyokömür için ilave ihtiyaç duyulan miktarı da hesaplayıp yığına ilave gübre ekleyin. Tabii bu durumda madde kaybının önüne geçemiyorsunuz. Vaktiyle biyokömürlü yığın kurarken ne kadar ilave azot/yeşil malzeme eklemek gerektiği için bir aralar denemeler yapmıştım. Hesapladığınız değerin yarısından başlayın, duruma göre arttırıp azaltarak ideal orana ulaşabilirsiniz.
- Komposttaki madde kaybı uygulamadan uygulamaya değişse de %10-15 ilk iki çevirmede, %20-30 ilave çevirmelerde ve geri kalan miktar da yığının olgunlaşması için kenarda beklediği zamanda oluyor. Yani esas kayıp ilk iki çevirmede değil, onu takip eden işlemlerde. Ayrıca ilk iki çevirmede sıcaklığın 65 derece üstüne çıkması patojenlerin ve tohumların ölmesi için önemli. Ya ilk iki çevirmeden sonra ekleyin ya da yığını dinlenmeye bırakacağınız zaman. Üreticilerin yığını en az beş kere çevirmeniz ve her çevirmede belli sıcaklığa ulaşması gerekiyor. Üreticiler bu yüzden işlemin en sonunda eklemekten başka şansı yok.
- Biyokömürü öğüterek mi kullanmalı öğütmeden mi? Kendi bahçenizde kullanıyorsanız mıcır büyüklüğünde olması toprağınız için ideali. Ancak ürün satacaksanız müşteriler kompost poşetinin içinden “kömür” çıkmasını pek hoş karşılamayacaktır. Bu yüzden toz halini kullanmanız gerekecek. İri mıcır halindeki biyokömürü komposta ekliyorken uzun uzun hesap yapmanıza gerek yok. Yığının hava almasını engellemez, suyu da yeteri miktarda tutar. Ancak toz biyokömür yığının hava almasını engeller, fazla su tutar ve yığını boğar. Yığın anaerobik olur. Bu yüzden toz halinde ham biyokömür kullanırken su miktarı, özgül ağırlık ve çevirme sıklığı hesaplarına dikkat etmek gerekiyor.
- Biyokömür ayrışmayan bir malzeme olduğu için kompost küçülürken hacmi azalmayacak. Biraz deneme yanılmayla bitmiş kompostta %5-10 arasında bir miktarı hedefleyin. Bunun için 1,5-2 metreküplük yığına (kenarları 120 cm olan küp) kabaca 20 litre biyokömür (1 çuval) koymanız yeterli olacaktır.
Biyokömürü, nasıl üretildiğini, değerlerini vs - gerekli gereksiz bütün ayrıntılarını- instagramda işledik. Kirpininburnu profiline girin, sabit hikayelerde adım adıım üretimi var.
.
Kompostun Aşamaları
Dışarıdan getireceğiniz malzemeyi arttırabiliyorsanız, bir süre sonra işleme kapasiteniz ve alanınız yetersiz gelecektir. Verimi arttırmanız gerekiyor. Bunun için de kompostun aşamalarına, bilhassa ön işlemlere özen göstermelisiniz. Kompost yığınını kurulduğunda en hızlı şekilde üretim bandından çıkmalı ve olgunlaşmaya alınmalı ki yeni yığını kurabilir ve üretime devam edebilesiniz.
Kompost eğitimlerinde bodoslama karbon:azot oranından başlanıyor ancak kompost üretimi esasında üç aşamada meydana geliyor. Ve hayır, üç aşama da elzem. Ve evet, karbon:azot oranı 2. aşamada bize gerekiyor.
- Ön işlemler, önkompost: Malzemelerin ayrışma için hazırlandığı işlemlere verilen genel ad ve bu işlem sonucu ortaya çıkan malzeme.
- Ayrışma – Kompost: Bu kısmı muhtemelen biliyorsunuzdur
- Olgunlaşma: Kompostun toprakta kullanılması için yapılması gereken işleme verilen ad.
Bu konuların her biri kendi mevzu yazılarını hak ediyor. Özeti şöyle.
Ön işlemler: Ayrışma aşaması reaksiyonun meydana geldiği, yığının ısındığı, içindeki zararlı mikroorganizma ve tohumların öldüğü aşama. Ayrıca en meşakkatli ve pahalı aşama da bu kısım. Üreticiyseniz kompost çevirecek makine – pahalı, kendiniz için üretiyorsanız -beliniz. İşte ikinci aşamanın pürüzsüz, tıkırında olmasını istiyoruz. Hızlıca olsun, kimse fazla yorulmasın. Hele gelin bunu yığına ekleyeceğimiz malzemelere anlatın. Bir köşede azotça zengin malzemelerden ev ve restoran atıkları. Çok hızlı bozulur, kokar ve işin en kötü tarafı ya çok azdır ya da çok fazladır. Depolayamazsanız, bekletemezsiniz, haşere çeker. Karbonca zengin malzemelerden güz yaprakları. Böceklenmesi problem değil ise bekletebilirsiniz, ancak içinde muhtemelen plastikler ve çöpler vardır. Ayrıca ıslandığında birbirine yapışır, yağının hava almasını engeller. Al başına iş. Aklıma gelen diğer problemleri kısaca şöyle
- Saman- diğer malzemelerle karıştırması zor, çok hava alıyor, ilave birkaç tur daha karıştırma istiyor. Fare ve böcek çeker.
- Hayvan gübresi – durduğu yerde ayrışmaya başlar, dipten sızan sıvı. Kokuyor, aletlere yapışır.
- Kahve telvesi – vıcık vıcık bir şeye dönüşür, küflenir. İyi karışmaz.
- Kahve kapçığı – aşırı hafif, ince malzeme. Zor karışır, rüzgarla uçar.
- Dallar – öğütülmek ister
- Bahçe atıkları – kimi uzun, kimi kalın, kimi dikenli. Öğütülmek ister ama içinde taş olabilir.
- Restoran atıkları – içinden her tür malzeme çıkar. Saman, yaprak vs ile karıştırmak zor.
- Hal, mezbaha atıkları – depolanmaz, kokar. Dibinden sızan su ayrı dert. Yığına bütün olarak eklerseniz iyi karışmaz, ilave çevirme ister.
Gibi gibi. Liste uzayıp gidiyor. Neredeyse her malzemenin gıcık tarafı var. Bir işlem yapmadan doğrudan 2. Aşamaya geçerseniz istenen sıcaklıklara ulaşamazsınız, ilave çevirme ister, istenen sürede kompost elde edemezsiniz, üretim alanını gereksiz yere tutar.
Ön işlemler malzemeyi ayrışma sürecine hazırlamak için yaptığımız fiziksel, kimyasal ya da biyolojik işlemlere verilen genel ad. Ön işlemden çıkmış, artık kompostlaşmaya hazır malzemeye önkompost diyoruz.
Örnek vermek gerekirse:
Fiziksel: Samanı ince kıymak (evet kıyılmış samanı bir tur daha kıyıyoruz), dalları öğütmek, çok ince
malzemelerle kalın malzemeyi karıştırmak (ince talaş ila kaba talaşı
karıştırmak gibi). Azotça zengin atıkları dondurmak ya da kurutmak da bu gruba
giriyor (dondurulmuş atıklar hücre zarı patladığı için daha hızlı ayrışır, kurutmak ufalanmasına neden olur).
Kimyasal ve biyolojik: Bilhassa azotça zengin atıklara yaptığımız işlemler. Bokaşi! Bokaşi, nam-ı diğer çöp turşusu ya da kuru turşu, esasında kompost değil, bir ön işlem! Bokaşi dediğiniz malzeme esasında bir önkompost. Kolayca bozulacak bir malzemeyi depolamaya yarıyor, sonra da ayrışma işini hızlandırıyor.
Kahve telvesi ya da kapçığı gibi malzemeleri böceklere
yedirmek de başka bir örnek (siyah asker sineği). Amaç sinek üretmek olmadığı
için böceklerin atıkta üremesi ve yayılmasına olanak sağlayacak bir ortam
sağlıyoruz. Sonra içinde larvalarla birlikte yığına ekliyoruz. Sinekler ve
larvaları ilk çevirmede sizlere ömür. Bu biyolojik işlem, kahve telvesi ve kapçığının
hızla kompostlaşmasını sağlıyor. Aynı işlemi güz yapraklarına da yapabilirsiniz.
(İkinci aşama için ilave bilgi olarak: Sadece karbon:azot
oranına dikkat ederek yığın kuramazsınız. Kendiniz için üretiyorsanız bu konuya
dikkat etmenize gerek yok ancak üreticiyseniz su miktarı ve özgül ağırlık gibi
hesaplamalara bir göz atmalı. Genelde yığında sıkıntı var ise mevzu bu iki konuda patlıyor. )
![]() |
yaprakları öğütmek yerine poşetlerde/çuvallarda böceklendirip çıkan ürünü kompostta kullanabilirsiniz. |
Üçüncü aşama olgunlaştırma: Kısaca ifade edersek bitkiler topraktan besinleri iki şekilde alıyor. İlki bizim tuzlu su içmemiz gibi. Toprakta tuz var, kökte yok, kökün içine geçiyor. Diğer yöntemde bitki köklerinden zayıf asitler ve amino asitler salgılayarak topraktaki besinleri çekiyor. Bu arada topraktaki bakteri ve mantarlarla iletişime geçiyor. Kompostun içindeki bakteriler ile topraktaki bitkiye besin ileten bakteriler ve mantarlar aynı değil. Sanki biri Çince konuşuyor diğeri Türkçe. Anla anlayabilirsen. Kompostu bir kenara yığıp, tercihan 6 ay dinlendirmemiz yani olgunlaştırmamız işte bu yüzden. Kompost bakterilerinin toprak bakterilerine yol vermesi için bekliyoruz (bu ifade teknik olarak tam doğru değil ama idare edin :). Olgunlaşmamış kompostu toprakta kullanırsanız iletişimin iyi olduğu yerlerde bitkiler kuvvetle büyürken, iletişimin kötü olduğu yerlerde -yani kompost bakterilerinin işinin devam ettiği kısımlarda- bitkiler büyümez, çelimsiz kalır. Olgunlaşmamış kompostu bahçenizde kullanacaksanız, yüzeye serin, toprak ile karıştırmayın. Kompost satacaksanız olgunlaştırmadığınız ürünün satışını yapmayın. Müşteriden kötü yorum alırsınız.
.
Kapanış: İkinci seviyede tek tek malzemeleri inceleyip,
ön işlemleri, uygulamaları ve depolama teknikleri anlatılır. Yani konu uzun. Olgunlaştırma konusu da uzun, başlıklar olgunlaştırma tekniklari ve olgunlaştırmayı hızlandıran işlemler, süper kompost yapımı diye gidiyor. Mikroskop altında incelenmesi, analizleri... Konu uzun diye korkutmasın, işin eğlencesi bu seviyede. Üçüncü seviyede yasal mevzuatlar, küçük-büyük ölçekli tesislerin tasarımı ve yerleşimi var.